Dip Dalgası değil,Tsunami geliyor!
Ben bu görüşe katılmıyorum. Toplumda dip dalgası yok. Tam aksine her gün daha büyüyerek gelen bir Tsunami dalgası var.
Dip dalgası, adı üstünde dipte olduğu için görülemez, fark edilemez. Bir anda ortaya çıkar Şu anda böyle bir şey yok.
Eğer toplumda dip dalgası olsaydı ne olurdu biliyor musunuz?
Muhalefet partilerin Cumhurbaşkanı adaylarının mitingine kimse gitmezdi. İktidarın mitinglerinde rekor katılımlar olurdu. Herkes "Bu seçimi de iktidar kazanacak galiba" yorumu yapardı ama sandıkta millet ters köşeye yatırıp herkesi şaşırtırdı.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Fenerbahçe spor kulübünün son kongresi tam bir dip dalgası örneğidir.
Seçim gününe kadar kim Aziz Yıldırım'ın büyük hezimet yaşayacağını tahmin edebildi? Aziz Yıldırım bile kaybedeceğini düşünmüyordu. Çünkü kimse açık açık Aziz Yıldırım'a muhalif olduğunu belli etmedi ama seçim sonunda Ali Koç, Aziz Yıldırım'ın 4 katı oy alarak Fenerbahçe Başkanı oldu.
1983 seçimleri de bir dip dalgası örneğidir. Darbe döneminde Kenan Evren'den korkan, sesini çıkarmayan millet, seçimlerde Kenan Evren'in adayı Turgut Sunalp'ı sandığa gömdü ve Turgut Özal'ı Başbakan seçti.
Şu an yaşadığımıza tam olarak bir dip dalgası diyemeyiz. Evet, tercihini gizleyen bir kesim var ama toplum, kime eğilim gösterdiğini de, kimden soğuduğunu da gizlemiyor.
İnsanlar, korkmadan muhalif Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerine yüksek katılımla gidiyor.
İnsanlar, korkmadan iktidarın mitinglerinde meydanı boş bırakıyor. Tayyip Erdoğan konuşurken mitingi terk edebiliyor.
İnsanlar, korkmadan TV'de muhalif adayların konuştuğu programları izlerken Cumhurbaşkanı'nı izlemiyor.
İnsanlar korkmadığı için, devleti yönetenler insanları "Biz gidersek felaket olur", "Seçimi kaybedersek tekrar seçim yaparız" diyerek korkutmaya çalışıyorlar.
Ortada bir dip dalgası yok. Göstere göstere gelen büyük bir dalga var. Toplum kime tokadı vuracağını da gizlemiyor, kimin yanağını okşayacağını da gizlemiyor. Tahmin edilebilir bir seçmen eğilimi var.
Sesini çıkarmayan kesim ise sadece bu eğilimin hangi boyutta olduğunu belli edecek. Yani dalga gözle görünüyor mesele dalganın şiddetinin ne sertlikte olacağıdır.
Herkes 24 Haziran'a kendini hazırlasın. Dip dalgası değil Tsunami geliyor Tsunami!
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Fenerbahçe spor kulübünün son kongresi tam bir dip dalgası örneğidir.
Seçim gününe kadar kim Aziz Yıldırım'ın büyük hezimet yaşayacağını tahmin edebildi? Aziz Yıldırım bile kaybedeceğini düşünmüyordu. Çünkü kimse açık açık Aziz Yıldırım'a muhalif olduğunu belli etmedi ama seçim sonunda Ali Koç, Aziz Yıldırım'ın 4 katı oy alarak Fenerbahçe Başkanı oldu.
1983 seçimleri de bir dip dalgası örneğidir. Darbe döneminde Kenan Evren'den korkan, sesini çıkarmayan millet, seçimlerde Kenan Evren'in adayı Turgut Sunalp'ı sandığa gömdü ve Turgut Özal'ı Başbakan seçti.
Şu an yaşadığımıza tam olarak bir dip dalgası diyemeyiz. Evet, tercihini gizleyen bir kesim var ama toplum, kime eğilim gösterdiğini de, kimden soğuduğunu da gizlemiyor.
İnsanlar, korkmadan muhalif Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerine yüksek katılımla gidiyor.
İnsanlar, korkmadan iktidarın mitinglerinde meydanı boş bırakıyor. Tayyip Erdoğan konuşurken mitingi terk edebiliyor.
İnsanlar, korkmadan TV'de muhalif adayların konuştuğu programları izlerken Cumhurbaşkanı'nı izlemiyor.
İnsanlar korkmadığı için, devleti yönetenler insanları "Biz gidersek felaket olur", "Seçimi kaybedersek tekrar seçim yaparız" diyerek korkutmaya çalışıyorlar.
Ortada bir dip dalgası yok. Göstere göstere gelen büyük bir dalga var. Toplum kime tokadı vuracağını da gizlemiyor, kimin yanağını okşayacağını da gizlemiyor. Tahmin edilebilir bir seçmen eğilimi var.
Sesini çıkarmayan kesim ise sadece bu eğilimin hangi boyutta olduğunu belli edecek. Yani dalga gözle görünüyor mesele dalganın şiddetinin ne sertlikte olacağıdır.
Herkes 24 Haziran'a kendini hazırlasın. Dip dalgası değil Tsunami geliyor Tsunami!
BARIŞ ATAGÜN
Yayınımıza abone olun
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.
