Durmak Yok, Adalet İçin Mücadeleye Devam
Bugün olmasa da yarın yaşadığımız dönemin tarihi yazıldığında adalet yürüyüşüne katılanlar saygıyla anılacaklar.Tarih adalet yürüyüşünü "milyonlarca insan ülkelerinde adalet olmadığı için yürüdüler" diye yazacak.
Dile kolay! 25 gün boyunca milyonlarca insan ellerinde adalet yazılı pankartlarla, Türk bayraklarıyla, Atatürk posterleriyle 432 km yürüdü.
Gün oldu yazın kavurucu sıcağında boncuk boncuk terlediler. Gün oldu yağmur altında sırılsıklam ıslandılar.
Ancak hiçbir şeyden şikâyet etmeden adalet için yürümeye devam ettiler.
Adalet sokakta aranmaz dediler, trene binip gitseydiniz diye alay ettiler. Karşıt yürüyüş olursa ne yapacaksınız diye kışkırtmaya çalıştılar.
Her türlü tehdide, provokasyona, küçük düşürücü sözlere kulaklarını tıkayarak yürümeye devam ettiler.
Yürüyüşte fenalaşıp hastaneye kaldırılanlar, oldu. Hatta bir vatandaşımız adalet yolunda hayatını kaybetti ama bıkmadan, korkmadan yürümeye devam ettiler.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü 15 yıldır iktidarın baskıcı yönetimi insanların canına tak etti. Baskı, korku, şiddet bir yere kadar…
Tutuklanan gazeteciler, eylemlerde polis şiddetiyle hayatını kaybeden gençler… Ülkenin tepeden tırnağa siyasallaşıp parti devletine dönüşmesine bir "yeter artık" çığlığıdır bu yürüyüş
En önemlisi ise yargının siyasallaşması insanları adalet için sokağa döktü. Çünkü artık insanların yargıya güveni kalmadı. İnsanlar adaletin saraylara hapsedildiğinin farkında… Geleceğinin karanlık olacağının farkında…
Bu yüzden genci, yaşlısı, öğrencisi, emeklisi, işçisi, memuru ellerine adalet yazılı pankartlarla yollara düştüler.
İlk başlarda kimse yürüyüşün bu noktaya geleceğini düşünmüyordu.
30 – 40 km yürüdükten sonra biter dediler… Sıcağa fazla dayanamazlar yarı yolda geri dönerler dediler… En fazla 1 hafta sürer dediler…
Ancak hiçbiri doğru çıkmadı. 1 haftadan uzun sürmez denilen adalet yürüyüşü tam 25 gün sürdü ve Kılıçdaroğlu'nun Ankara'da bir grup insanla başlattığı eylem Maltepe'de milyonlarca insanın katıldığı tarihi bir mitingle bitti.
Adalet yürüyüşünün zamanını tartışabilirsiniz. Neden 16 Nisan akşamı yapılmadı diyebilirsiniz. Eylem başladığında ben de neden daha önce böyle bir eylem yapılmadı dedim
Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasetini beğenmeyebilirsiniz. Liderlik vasfı olmadığını, CHP de değişim olması gerektiğini düşünebilirsiniz.
Ancak ne olursa olsun kabul edin ya da etmeyin adalet yürüyüşü insanlık tarihinin en büyük toplumsal eylemlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Tarihte bu çapta yürüyüşler bir elin parmaklarını geçmez. Gandhi'nin tuz yürüyüşü, Mao'nun büyük yürüyüşü bilinen en büyük toplumsal yürüyüş eylemleridir.
Adalet yürüyüşü uzunluk açısından her iki yürüyüşü de geride bırakıp dünyanın en uzun mesafeli yürüyüş eylemi olarak tarihe geçti.
Ancak yürüyüş uzunluğundan daha önemli bir şey var.
Milyonlarca insan 70 yaşındaki bir muhalefet partisi başkanının liderliğinde 25 gün boyunca hiçbir taşkınlık yapmadan adalet isteğiyle yürüdü.
Bu küçümsenecek, alay edilecek bir şey değildir. Hele birkaç HDP'li vekilin fotoğrafıyla terörist yürüyüşü ilan edilecek bir eylem hiç değildir.
Milyonlarca insanın adalet isteği, Ahmet Türk'ün yürüyüşteki fotoğrafıyla yok sayılamaz. Türk bayrağı taşıyan milyonlarca insan terörist ilan edilemez.
Bu insanlar bizim kapı komşumuz, mahallemizdeki bakkal, karşı apartmanda oturan emekli amca, yan apartmanda oturan Üniversiteli genç… Kısacası bu insanlar bizim her gün karşılaştığımız konuştuğumuz bu ülkenin insanları…
Kimimizin oğlu adalet yürüyüşündeydi, kimimizin kızı, kimimizin dostu, kimimizin annesi babası, hatta kimimizin dedesi bile adalet için yollara düştü.
Böyle bir yürüyüşe terörist eylemi denilebilir mi? Hangi akıl, vicdan ellerinde Türk bayrağıyla hak hukuk, adalet diyen insanlara terörist denilmesini kabul edebilir?
Şahsen ben böyle bir hakareti kabul edemem. 25 gün boyunca hak hukuk adalet demek dışında hiçbir şey yapmayan, karıncaya bile zarar vermeden yürüyen insanlara terörist denilmez. Olsa olsa saygı duyulur.
Bugün olmasa da yarın yaşadığımız dönemin tarihi yazıldığında adalet yürüyüşüne katılanlar saygıyla anılacaklar.
Tarih adalet yürüyüşünü "milyonlarca insan ülkelerinde adalet olmadığı için yürüdüler" diye yazacak.
Adalet yürüyüşüne neden olanlar ise tarihin adalet terazisinde hak ettiği yeri bulacaklar.
Adalet yürüyüşüyle bilinen bir gerçeği bir kez daha gördük!
Polis müdahalesi olmayınca insanlar 432 km hiçbir olay çıkarmadan yürüyebiliyormuş. Demek ki neymiş tahammül edilirse bu kadar büyük çapta bir eylemde bile sorun çıkmıyormuş.
Asıl sorunumuz da bu değil mi zaten? Birbirimize tahammül edememek, bizimle aynı görüşte olmayan insanları boğmaya çalışmak, sadece kendi dünya görüşümüzde olanlara yaşam hakkı tanımak
Eğer iktidar 15 yıldır ülkeyi kutuplaştırmak yerine her balkon konuşmasında söylediği gibi herkesi kucaklayabilseydi bugün adalet yürüyüşü olur muydu?
İngiltere'de neden adalet yürüyüşü olmuyor? Yazılı bir anayasaları bile yok
Fransa'da neden olmuyor? Almanya'da neden olmuyor?
Çünkü adaletin olduğu bir ülkede adalet yürüyüşü olmaz. İnsanlar yargıya güvenirlerse adaleti sokaklarda aramazlar.
Adalet yürüyüşü sürecinde Sayın Cumhurbaşkanının çok sert sözleri oldu ama bir cümlesini çok beğendim.
"Adalet yazılı tişörtle yürümekle adalet gelmez" dedi.
Çok doğru bir söz! Haklısınız Sayın Cumhurbaşkanı adalet yazılı tişörtle yürümekle adalet gelmez.
Bizler de bunu bildiğimiz için şunu diyoruz
DURMAK YOK HAK HUKUK ADALET GELENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM
Gelecek kuşaklara yaşanılabilir, mutlu, demokratik bir Türkiye bırakmak için…
Telif Hakkı
© Barış Atagün @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.