İYİ Partiye Kürtçe Pankart Üzerinden Yapılan Algı Operasyonu

İyi parti Genel başkanı Meral Akşener, yurt gezilerine ara vermeden Doğu ve Güneydoğu illerinde devam ediyor. Bazılarının yıllardır ayak bile basamadığı yerlere gidiyor, insanlarla kucaklaşıyor, onların sorunlarını dinliyor.

Bana göre çok doğru bir strateji uyguluyor. Yurt gezilerine Milliyetçilerin yıllardır oy alamadığı doğu illerinden başlaması siyasi açıdan doğru bir karar. Sayın Akşener, bu kararıyla ''Ben en zayıf olduğum yerden iktidara yürüyeceğim'' mesajı veriyor.

Sayın Akşener'in doğu illerindeki gezileri bazılarını rahatsız etmiş olacak ki son günlerde Akşener'e karşı bir algı operasyonu başlattılar. Diyarbakır gezisinde Sayın Akşener, şehre girerken Diyarbakır halkının açtığı Türkçe ve Zazaca Hoş geldin pankartı, İYİ partiyi karalamak için fırsat kollayanlar için malzeme oldu.

Hemen Sayın Akşener ve İYİ partiye ''Kürtçülük'' yaftasını yapıştılar. Neden? Diyarbakır'da Türkçe ve Zazaca pankartla karşılandığı için…

Bu pankarttan samimi olarak rahatsız olan muhalif ülkücülerin eleştirilerini bir kenara koyuyorum fakat düne kadar Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyenlerle, Belediye tabelalarını Kürtçe olarak değiştirenlerle kol kola girenlerin İYİ partiyi Kürtçülükle suçlaması trajikomik bir durumdur.

Herkes önce aynada kendine ve durduğu yere baksın… Kimle kol kola girdiğine, kimle kader birliği yaptığına baksın…

İYİ partinin hazırlamadığı, Diyarbakır halkının açtığı bir pankart üzerinden İYİ partiye Kürtçülük suçlaması yapmak en hafif deyimle art niyettir.

Meral Akşener'in kendisini Zazaca hoş geldin yazısıyla karşılayanlara nasıl bir tepki vermesini bekliyorsunuz? ''Şu pankartı kaldırın'' demesini mi?

Eğer böyle bir hareket yapsaydı adım gibi eminim ki bugün Akşener'e Kürtçülük yapıyor diyenler, Zazaca pankarta tepki gösterdiği için Kürt düşmanı diyeceklerdi.

Kısacası mesele Milliyetçilik değil… Mesele yeni kurulmuş bir partiyi nasıl karalarım meselesi…

15 yıldır bu ülkede etnik ve dini eksenli siyaset yapanlara ses çıkarmayanlar şimdi bir pankart üzerinden fırtına koparıyorlar.

Geçmişe dönüp neler yaşadığımıza biraz bakın…

Bu ülkenin Başbakanı açık açık ''Ben Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldım'' dedi.

Bu ülkenin Başbakanı ''Bu ülkede 36 etnik kimlik var. Ne mutlu Türk'üm diyene demek faşistliktir'' dedi.

Sözde açılım adı altında Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler Oslo'da PKK ile masaya oturdu.

PKK lılar gizli tanık yapılarak teröristlerin ifadeleriyle Türk ordusunun komutanları hapse attırıldı.

Okullarda çocuklarımızın okuduğu andımız, faşist bir uygulama ilan edilerek kaldırıldı.

Devlet kurumlarının tabelalarından TC yazısı kaldırıldı.

Habur sınır kapısından 34 terörist, davul zurna çalarak geçti. Hiçbir şey yapılmadı.

Bebek katili Apo, barış elçisi ilan edilerek Diyarbakır'da yüz binlerce insana mektubu okundu.

Apo'ya sayın demek ve PKK paçavrasını taşımak suç olmaktan çıkarıldı.

Sözde açılım süreci bozulmasın diye PKK nın silah depolamasına göz yumuldu. Operasyonlar durduruldu.

HDP ile Dolmabahçe'de tarihe ibret vesikası olarak geçecek 10 maddelik anlaşma imzalandı.

Her biri Türk kimliğine ağır darbe olan bu olaylar yaşanırken sözde Milliyetçi olduğunu iddia edenler köşelerinde oturuyorlardı. Kumpas sonucu hapse giren Engin Alan'a bile sahip çıkmadılar. Türk ordusunun komutanları terörist ifadeleriyle hapiste çürütülürken sessiz kaldılar.

Şimdi bu insanlar İYİ partinin açmadığı bir pankart üzerinden Sayın Akşener ve İYİ partiye saldırıyorlar.

Devletin kanalı TRT de Kürtçe yayın yapan TRT 6 kurulurken aklınız neredeydi? Doğudaki belediyelerin tabelaları Kürtçe olarak değiştirilirken aklınız neredeydi?

Bugün TURKSAT'ta Kürtçe yayın yapan 8 kanal var. Kürtçe yayın yapan devlet kanalı var. Okullarda Kürtçe seçmeli ders var. Kısacası her yerde Kürtçe varken Diyarbakır halkının kendi ana dilindeki hoş geldin pankartı mı sorun oluyor?

Milliyetçilik, insanların ana dillerini evlerine hapsetmek değildir. Evet, bu ülkenin resmi dili tektir ve Türkçedir. Bunu kimse değiştirmeye kalkamaz. Devleti iki dilli yapamaz ama ana dil diye bir gerçekte var. Doğuştan, anamızdan öğrendiğimiz dilimiz bizimdir. İnsanların ana dillerini yok saymak zulümdür. Hukuk devletinde böyle bir şey olamaz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kimliğini taşıyan herkes, devletin okullarında ve diğer devlet kurumlarında devletin resmi dili olan Türkçeyi konuşmak zorundadır fakat sokakta kimin hangi dilde konuşacağına, hangi dilde pankart açacağına devlet karışamaz.

Sokakta İngilizce konuşan insanlara neden İngilizce konuşuyorsun diye kızılıyor mu? HAYIR

Sokak eylemlerinde, futbol maçlarında İngilizce pankart açanlara neden yabancı dilde pankart açtın deniyor mu? HAYIR

Bizimle hiçbir bağı, akrabalığı olmayan bir milletin diline gösterdiğimiz hoşgörüyü neden 1000 yıldır bizimle beraber yaşayan insanların ana dillerine göstermiyoruz?

Neden 12 Eylül darbecilerinin Kürt karşıtı politikaları PKK terörünün ortaya çıkmasına bahane olmuşken hala 12 Eylül zihniyetinden ders almıyoruz?

Aradan 37 sene geçti ama hala PKK terörünü meşrulaştırmak isteyenler Diyarbakır cezaevindeki işkencelerden bahsediyorlar. Ana dilimiz yasaklandığı için dağa çıktık diyorlar.

Neden Kürtçülerin yıllardır istismar ettiği bir kozu ellerinden almayalım?

İYİ parti kurulurken etnik temelli bir siyaset izlemeyeceğini açıkladı. Bizim için tüm vatandaşlarımız eşittir, Biz ülkücü bir parti değiliz dediler. Parti programında terör sorunu ele alınırken Kürt vatandaşlarımız ve PKK ayrı tutulmuştur. Kürt kardeşlerimizin kültürel ve sosyal sorunlarının çözüleceğini ama PKK ile mücadelenin taviz vermeden devam edeceği yazıyor.

Anlayacağınız İYİ parti, parti programıyla ''Ben ne MHP gibi ülkücü siyaset yapacağım ne de AKP gibi etnik temelli siyaset yapıp Kürtçülüğü şımartacağım. Ben herkese bu ülkenin vatandaşı olarak bakacağım'' diyor.

Çağdaş, hukuk devletlerinde olması gereken de budur.

Devletimizin resmi dili tektir. Devletin okullarında Türkçe konuşur, Türkçe yazarız ama sokakta hepimizin bir ana dili vardır.

Sokakta ister Türkçe konuşuruz, ister Kürtçe konuşuruz. İster Türkçe türkü dinleriz, ister Kürtçe türkü dinleriz. İster Türkçe hoş geldin pankartı açarız ister Kürtçe hoş geldin pankartı açarız. Yasaklar bizi birleştirmez, teröre hizmet eder.

Meral Akşener'e hoş geldin diyen Diyarbakırlılar sadece Zazaca hoş geldin demediler. Türkçe ve Zazaca hoş geldin dediler. Bunun adı bölücülük değildir sevgidir. Eğer bölücülük olsaydı sadece Zazaca pankartla karşılayıp Türkçeyi yok sayarlardı.

Artık bir şeylerin farkına varmamız gerekiyor. MHP de uzun yıllar siyaset yapan Meral Akşener, Diyarbakır gibi HDP nin kalesi olan bir şehirde Türkçe ve Zazaca hoş geldin pankartıyla karşılanıyorsa, insanlar Akşener'e sarılıyorsa yeni bir umut ışığı gördükleri içindir.

Kimsenin bu umut ışığını algı operasyonlarıyla söndürmeye hakkı yoktur. Hele ki Türk düşmanlarıyla kol kola girip devleti yönetmekten çoktan vazgeçmiş olanların, Türk milletine hizmet için yola çıkanlara söz söylemeye hiç hakkı yoktur. Sizler önce Cizre sokaklarında korkmadan gezin sonra tekrar konuşuruz.

Barış ATAGÜN

Telif Hakkı

© Barış Atagün @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SPOR KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
Bir Külliyat Olarak ATSIZ

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin