NEDEN YAKTINIZ ONLARI?
Katliamdan bir kaç gün önce Edebiyat öğretmeni/yazar Lütfiye Aydın ve çekimleri yapacak ekibin yönetmeni Fatih abiyle Lütfiye annenin odasında ''ben de geleceğim banane'' yaygarası kopardığım da bir çocuğun eline şeker verir gibi ''hı, hı tamam, sen de geleceksin'' dediklerinden sonra çıktım odadan.. Lütfiye anne ben odadan çıktıktan sonra ''götürmeyin bu çocuğu'' demiş, çok sonra öğrendim.
Aradan 23 yıl geçti.
Ya 23 yaşımdayım ya da yaralarımın üzerinden 23 yıl geçti.
Yara işte, her yıl aynı yer yeniden acıyor...
Ankara Gata hastahanesinin yanık merkezinde cam kaplı koridordan gördüğüm iki insan Lütfiye Aydın ve eşi avukat Can Aydın..
Bilmem siyasi görüşlerini,
Nereli olduğunu da hiç merak etmedim,
Etnik kökenden de anlamazdım ki o yıllarda,
Bana göre iyi insan, kötü insan vardı hep..
Konuşamadım da zaten, yanımda olan Betül abla'ya ''ona iyi bakın'' dediğini öğrendim oradan ayrıldıktan sonra.
Kitaplarla dolu Emek'de ki evlerinde Sivas'ı konuşurken Lütfiye annenin ''o konuşmayı yapmayacaktı o adam orada, yapmamalıydı'' diyor, sonra birden bire bize tekrar dönüp ''bakın, görüyor musunuz yeşil yeşil adamlar salonun ortasında dolanıyor. Beni sinir etmeye çalışıyor bunlar'' diyordu.. Can babanın gözleri dolu dolu bir bize bakıyordu, bir de yanmış bedenlerine... Sesi titreyerek '' otelde mahsur kaldığımızda yan binadan tahliye etmeye başladılar. BBP binasıymış. Elimizden tuttuklarında ''kimseye söylemeyin'' diyerek binaya aldılar. Bizi o cehennemden kurtaran onlar oldu, yoksa o sayı ikiye katlanırdı'' diyordu...
....
Behçet Aysan; Kötü bir zaman diliminde kimse yokken biri tutu verir elinizden, sormaz size etnik kimliğinizi, Milliyetinizi, nereli olduğunuzu. Elinizden tutulması gerekiyordur sadece.. Bir de takılıverir ''kız çırpııı'', alttan kalanın canı çıksın o da bizim tombul hocamızdı... Sormadık birbirimize hiç ''nerelisin, kimlerdensin, ideolojin nedir?''
Ve tanımadıklarımız...
...
O günlerde ve yıllarca Madımak katliamıyla ilgili herkes çeşitli görüşler sunarlarken, bu gün başımıza gelecek felaketlerden bi haber suçu birbirinin üzerine attı. Zaman içinde hiç bir şeyin değişmediğini, bu Milletin etnik unsurlarıyla, mezhebleriyle aslında domino taşı gibi oynadıklarını ve hala aynı senaryonun devamını bu gün de yaşadığımız ortada değil mi?
''Nefes alamıyorum'', biliyorum ki nefes alamayan milyonlarca insan var ve biliyorum ki bu kadar çirkinliğin kol gezdiği ülkemde cephelerde, ''gezi''lerde, sokaklarda slogan atarken değil, kötülükle yok olacağız...
Son 1 yıl içinde ülkemin en korunaklı yerlerinde yüzlerce cana kıyanlarla o gün Madımağa ateş düşürenler aynı zihniyetti..
Dün Sivası ateşe verenler bu gün yüzlerce insanla kendini patlatıp üzerine silah doğrultanlar nasıl ki kimseye ''sen Türk müsün, Kürt mü? Alevi misin Sünni mi? Solcu musun Ülkücü mü? Şeriat yanlısı mısın Atatürkçü mü?'' demiyorsa, o gün de sormadılar yarın da sormayacaklar...
Bu gün bu soruyu soranlar, sorulmasına izin verenler, ayrıştıranlar, ötekileştirenler dün Madımağı, bu gün Türkiye'yi ateşe veriyorlar...
...
Bilmiyorum nerelisiniz, kimlerdensiniz?
İdeolojiniz zerrece ilgilendirmiyor bu gün beni,
Kötüyseniz hesabımız mahşere,
İyiyseniz gelin helalleşelim,
Hepimiz ölecek yaştayız...
Kalbin varsa türkü yakarsın,
Kalbin yoksa insaaaaan!
Hülya Özmen
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.