ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ ALINIRSA İNSAN VASFIMIZI DA KAYBEDERİZ

Başlıktaki ifade korktuğumuz anlamına gelmesin! Durumun vahametini ifade etmek ve gelecekte milletimizin yaşayabileceği serüveni şimdiden haber vermek için bu başlığı kullandım. "Alo Fatih kes bu yayını kes!" ile su yüzüne çıkan basın-yayın üzerindeki tarihte benzeri görülmemiş baskılar bir yayın grubuna kesilen 826 milyon dolar ile ne kadar vahim bir hal aldığını hep birlikte gördük

Oysa aynı yayın grubu şimdi 890 milyon dolara satıldı. İşten baskı sonucu çıkarılan gazeteciler, iflas ettirilen yayın kuruluşları… İktidarın elinde demoklesin kılıcı kırbaca döndü. Siyasi iktidar, basın-yayın kuruluşlarını terbiye etmeye(!) devam etti. Basında aykırı sesler ve muhalifler nefes alamayacak hale geldi.

Bizler şu ya da bu yayın grubunu desteklemek ya da eleştirmek derdinde değiliz. Bizler elimizden alınan ve bizi sürüye dönüştürmek amacını taşıyan bu oyunlara karşı özgürlüğümüzü korumanın derdindeyiz.

İleri demokrasi naralarıyla milleti kandıranlar, şimdilerde ortaya atılan her aykırı sesi "ülkenin beka sorununa (kendi koltuk sorunu) dil uzatılıyor" diyerek linç etmeye başladı. Bu süreç böyle devam edemez! 150 Yıllık demokrasi serüveni, 95 yıllık demokrasi tecrübesi olan aziz milletimiz bu baskıları kaldıramaz, boynuna geçirilen esaret zinciriyle yaşayamaz.

İktidarın nezdinde, düşünme, sorgulama, muhakeme ve analiz gibi insani yetilerin hepsi birer potansiyel tehlike halini aldı. İdeallerindeki Alamut kalesinin haşhaşileri gibi düşünmeyen, sorgulamayan ve sadece biat eden bir insan profili oluşturmak.

Hayaller kuramıyorsak özgür değiliz. Var olan düzene çekiden vermek iddiamız bastırılıyorsa özgür değiliz. Bize gelen uyarıcıları yorumlama hakkımız yoksa özgür değiliz. İstemediğimiz bir şeyi yapmaya zorlanıyorsak, gaflet oyunlarına biat etmemiz isteniyorsa ve buna ses çıkaramıyorsak özgür değiliz.

Özgür değilsek birey değiliz. Sadece uzayda yer kaplayan bir madde. Hepsi o kadar.

Özgürlüğümüz var oluş gayemizdir. Özgürlüğümüz elimizden alınırsa insan olma vasfımızı da kaybederiz. 15 Temmuz'un haşhaşilerinden bir farkımız da kalmaz.