OH OLSUN!

Dün ani bir operasyon ile bir grup ülkücü yazar savcılığa çağrıldı. Suçları MHP içine sızmaya çalışmakmış.

Yahu bunlar ülkücü nereye sızacak? 

Bunların içinde Ülkü Ocakları genel Başkanlığı yapmış olan var. Bunların içinde delege olan var. Insan kendi evine sızmaya çalışmaz. Belki evi ele geçiren kiracılar ile sıkıntı vardır. Adalet yerini buldu bu dostlar serbest bırakıldı.

Esas konu bu değil aslında.

Bu operasyonlar yapılırken birilerinin maalesef ülkücülük adına "oh olsun" diyebilme yüzsüzlüzlüge ulaşması.

Ne yani bu ülküdaşlarımız tutuklanirsa iktidar mı olacaksınız?
Veya "devletin başına devlet mi gelecek".
Sizlerde iyi biliyorsunuz ki bu kadro ile ne devletin başına devlet gelir ne de siz rahat nefes alırsınız.

Ülkücülük bu değil arkadaşım.
Ülküdaşlık hele hiç değil.

Bütün kişiler makam ve koltuklar geçici değil mi?

Evet.
Öyleyse bu ne?

Biat mı istiyorsunuz bizden?
Yok arkadaşım. Biz ülkü denen nazlı geline kavlikarar eyledik daha ne olsun? Ülkücülük şereftir şereften taviz olmaz dedik çıktık yola. Yazık şu hâle bakın. Ülkücü olduğunu iddia eden birileri ülküdaşlık hukuku falan demeden ülkücülerin sorguya alınmasını alkışlıyor.

Iyi güzel de değişim istemek niye bu kadar zorunuza gidiyor? Gerçi umumi sekreterin milliyetçi bir gazeteye "Fitneçağ" dediği bir ortamda onları destekleyenlerden "oh olsun" duymak garip değil.

Sevsinler sizin dava adamlığı anlayışını.
"Ölmez bu hareket ölmez bu davadan" nereye geldik.

"Oh olsun cezalarını buldular" diye mesaj atan gençler.
Inanın yarın ayağınıza taş gelse biz sizin yanınızda olacağız.
Inanın ülkücünün öz gardaşı yine ülkücüler olacaktır.

Kişisel hırsınızın esiri olmayın beyler. Veya başkalarının kişisel hırsının temsilcisi konumuna düşmeyin.

Biz samimiyetle ülküdaşlık hukukunu yeniden tesis edelim diye kavga veriyoruz gerisi boş.


Doğan Ay