​TÜRKİYE SOSYAL DEVLET Mİ?

​TÜRKİYE SOSYAL DEVLET Mİ?

Bir devletin sosyal devlet olup olmadığına karar verebilmek için, istihdam yapısı, çalışma koşulları,  gelir düzeyi, gelir dağılımındaki adalet veya adaletsizlik gibi sonuçları gösterge olarak almak gerekiyor. Yani,eşitsizlikleri azaltmaya çalışan,  belirli bir gelir düzeyini güvence altına alan bir devlet.

Sosyal devlette; fırsat eşitliği, gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarını  sağlamak sosyal devletin önceliğidir.

Sosyal devlet,kaynakları doğru ölçülü kullanan devlettir. 

Vatandaşından gelirine göre vergi almıyorsa o devlet sosyal devlet değildir. 

Bir ülkenin sosyal devlet olmasının esası ekonomisi ve vatandaşına verdiği değerle ölçülebilir. Eğer baktığınız zaman bir ülkede fakir insanlar açlık mücadelesi veriyorsa, zengin insanlar ise para içinde yüzüyorsa biliniz ki o devlet sosyal bir devlet değildir.

İktidara sahip olanlar övünmek için " bakın bizim döneminizde devletin vatandaşa verdiği para şu kadar arttı aynı oranda devletten yardım alanların sayısı da yükseldi." deniliyorsa ortada sosyal devlet kavramı yok olmuş demektir. Bu anlayış sosyal devlet anlayışından çok uzak toplumu  bedava yaşamaya sevk etmektir. 

Halbuki sosyal devlet vatandaşına paylaşımda adalet sunabilen devlettir. Dengeli gelir dağılımı vergi adaleti gibi. Zenginin daha zengin fakirin daha fakir olduğu bir yapı sosyal devlet olamaz. 

Sosyal devlet anlayışı vatandaşını köle yapmak demek değildir. 

Sosyal devlet torpille kendi yandaşına bedava kömür erzak paketi dağıtmak değildir.

Sosyal devlet vatandaşı devlet karşısında dilenci durumuna düşürmek değildir. 

Sosyal devlet vatandaşı koruyup gözeten onu hayat pahalılığı cenderesine düşürmeyen devlettir. 

Sosyal devlet seçimden seçime vatandaşın akla gelmesi hiç değildir.

Bütün bunların yaşandığı yer olsa olsa asosyal devlettir. 

Bir ülkenin neredeyse yarısı açlık sınırında yaşıyorsa bu sınırın da diğer bir yarısı yoksulluk sınırı altındaysa verilen kömür gıda paketi sadece günü kurtarmak demektir. Elbette bu değirmenin suyu kesilirse sonucu beklenenden de kötü olacaktır. Üretmeyen bir toplum oluşturmak hazırcı bir kitle ortaya çıkarmak bu ülke için yapılacak en büyük kötülüktür. Artık insanlar sadece bugün bir öğün nasıl bedava yerim düşüncesinde yaşamaktadır. Üretime katkı ve iş imkanı yok olmuş durumda. Tembel bir toplum. Çalışmadan şükreden bir toplum. İşin kötü tarafı da kendi ayakları üzerinde duramayan bu model toplum insanın hayali başkalarının ayakları üstünde yürümeye çalışmasıdır.

Muhabbetle kalın efendim. 

Doğan Ay  

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

FATİHA OKURSAK...
Bağımsızlığının 100. Yılı Kutlu Olsun Türk Milleti...

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin