Mevsim döner ovalara yaz gelir,
Anlayana sivrisinek saz gelir,
Bana sensiz cennet olsa az gelir,
Girip de içinde kurulmam gayrı.
Yolum, istikametim, varış menzilim sendin,
"Herkes kendi yoluna!" yazan ben miyim, sen mi?
Yalnız kendin söyledin, yine kendin beğendin,
O saklı gülizârı bozan ben miyim, sen mi?
Mektubun geldiydi iki gün önce,
Cevap yazam dedim, varmadı elim.
Avrat bile "yazmadan olmaz" deyince,
Sana cevap yazdım gardaşım Halim.
Şu yalan dünyadan ben göçer oldum,
Dostlar ağlamasın, eller ağlasın,
Yalana, sahteye alıştım, doldum,
Sözler ağlamasın, diller ağlasın.
Bunları anlamaya daha küçüksün kızım,
Büyüyüp okuyunca belki anlarsın beni.
Rabbimden tek dileğim; Yüzün hep gülsün kızım,
Mutlu bir ömrün olsun, belki anarsın beni.
İçinde bin bir rengi karıştırıp sakladın
Alı pembe, maviyi mor oldurdun koca dünya.
Âb-ı hayat menbâdan içmeyi yasakladın,
Büyüttün, yaşlandırdın, öldürdün koca dünya.
Bir efkâr tüter bacamdan
Bahar mı, hazan mı, bilmem?
Bakar dururum şu camdan
Karanlık mı, Tan mı, bilmem?
Kör dünya dilsizsin üstelik sağır,
İnsanlık ölüyor görmüyor musun?
Kalk doğrul yerinden birazcık bağır,
İnsanlık ölüyor görmüyor musun?
Bir gün gelir bu tatlı rüyadan uyanırsın,
Nemli duvar çökünce taşlara dayanırsın,
Göz görmezse gönül katlanır mı sanırsın,
Gönlün içinde olan göze gerek mi duyar?