KAZ DAĞLARI ve METE HAN

​KAZ DAĞLARI ve METE HAN

Son günlerde gündemimizi meşgul eden altın çıkarma uğruna katledilen doğanın adresi Kaz Dağları.

Yüzbinlerce ağacın yok edildiği merkez Kaz Dağları.

Nefes borularımızın kesildiği yer Kaz Dağları.

Kaz gelecek yerden tavuk esrigemeyen zihniyete peşkeş çekilen vatan toprağı.

Uyan artık ey TÜRK!

Karış karış yok ediliyorsun. Adım adım uçurumun kenarına gidiyorsun.

Adı konulmamış bir işgal yaşıyorsun.

Mete Han'ın torunları parti sevdasına tutulmuş gidiyor. Günlük sıradan hamaset ile kendini avutuyor.

Milliyetçilik vatan toprağına sahip çıkmaktır.

Milliyetçilik çevreci olmaktır.

Milliyetçilik " yaş ağaca balta vuran el onmaz " düşüncesinin adresidir.

Kaz Dağları sadece dağ değildir. Kaz Dağları vatandır unutmayın.

Hepinizin bildiği Mete Han hikayesi ile sizleri başbaşa bırakmak en doğrusu.

Mete Han'la savaşmak için sebep arayan Çin Hükümdarı günün birinde bir elçi göndererek O'nun çok sevdiği atını istetti. Eski Türklerde devleti ilgilendiren böyle önemli konulara hakan kendi başına karar vermediği için Mete Han hemen Kurultayı topladı. Durumu görüşen Kurultay, atın düşmana verilmemesi görüşündeydi. Ancak, Mete Han konuyla ilgili olarak söz aldı ve şunları söyledi:

"İstenilen bu at bana aittir. Kendime ait bir mal için milletimi savaşa sürükleyemem. Atım milletim için feda olsun!"

At, Çin'den gelen elçiye teslim edildi ve gönderildi. Ancak, Mete Han'ın bu hareketi düşmanın cüretini arttırmıştı.

Artık Çinliler iyice şımarmışlardı. Mutlaka bir savaş sebebi bulmak ve daha fazla güçlenmeden Hun Türklerini ortadan kaldırmak istiyorlardı.

lçilerini tekrar gönderdiler ve bu defa, iki ülke arasında bulunan bir toprak parçasını istediler. Mete Han konuyu Kurultaya getirdi. Durum görüşüldü ama bu defa farklı bir karar çıktı. Daha önce Mete Han'a mahcup olan Kurultay üyeleri, "verimsiz bir toprak parçasını düşmana vermekten ne çıkar" görüşünü benimsediler.

Bunun üzerine Mete Han ayağa kalktı ve şöyle haykırdı:

"Ey güngörmüş ihtiyarlar! Şimdiye kadar düşman tarafından istenen şeyler nefsime aitti. Şimdi istedikleri toprak parçası ise milletimize aittir ve vatanımızın bir parçasıdır. Söyler misiniz, kimin malını kime veriyoruz? Artık savaş kaçınılmaz olmuştur. Herkes bunu böylece bilsin ve hazırlığını yapsın!"

Doğan Ay