KIZIL DEVRİM - II

KizilDevrim-II2c

Sönük Kıvılcım

Kerensky Taaruzu'nun faciaya dönüşmesi zaten bir hayli zayıf konumda olan geçici hükümet, menşevik ve toplumcu devrimcilerin koalisyonunun itibarını daha da zedelemişti. Rusya'yı krizden çıkarmak için hiç bir stratejileri olmadığı daha da bariz belli olmuştu.

Eğer Lenin'in hükümete karşı hamle yapması için mükemmel bir zaman varsa o da Almanlar'ın gittikçe ilerlediği bu yaz gelmişti işte…

Tek sıkıntı; Lenin ortalıkta yoktu,… tatil için Finlandiya'ya gitmişti.

Ablası ile bir arkadaşının yazlık evinde Petrograd'ın sebep olduğu baş ağrılarından, yorgunluktan, bitkinlikten dinleniyordu… Neivola'nın eşsiz ve ıssız ormanlarında uzun yürüyüşler, serin sularında yüzmek… Sanki savaş yoktu, devrim yoktu, parti yoktu… Güç dengelerini kimsenin edemediği gibi analiz edebilen, imkanları ve seçenekleri keskin bir zekayla hesaplamasını çok iyi bilen bu adam bir müddet yok olup Petrograd'ın tüm stresini üstünden atmakla meşguldü.

Devirmek istediği hükümetin en zayıf anında, o, yani Rusya'nın belki de en ihtiraslı, iktidar olmak için en gözü dönmüş siyasisi, iyice olgunlaşmış ve kucağına düşmüş olan fırsatı Petrograd'da olmadığı için kaçırıyordu.

4 Temmuz günü Petrograd'dan parti merkez yürütme kurulu tarafından gönderilen bir yoldaşı kan ter içinde Lenin'in tatil yaptığı eve geldi. Haberler netti: Petrograd yanıyordu.

Taaruzun facia ile sonlanması binlerce işçi ve askerlerin silahlanıp sokaklara dökülmelerine sebep olmuştu. Hükümeti devirmek istiyorlardı. Ve bolşevikler de, her ne kadar en üst parti yöneticileri değil, daha ziyade alt ve orta kademe yöneticiler, sokaklarda asker ve işçilere katılmışlardı. Ama Lenin, aynı Şubat Devriminde de olduğu gibi, geç kalmış görünüyordu.

Yine de hemen hareket etti ve Petrograd'a geri döndü. Şehire geldiğinde dükkanların kapalı olduğunu gördü. Nikolay Köprüsü'nün yakınında Kronstadt deniz üssünden bazı ufak vinçli kayık ve savaş gemileri demir atmıştı. 20 bin deniz askeri Petrograd sokaklarında silahları ile başı boş dolanıyorlardı. Onları artık kimse durduramazdı… ama öndersizdiler, nereye gideceklerine dair hedef gösterecek önderleri de yoktu. Şubat Devrimi'nde şehirden kovulmuş olan dansçı Kschessiskaja'nın villası artık parti genel merkezi olarak kullanılıyordu. Önünde bazı deniz askerleri toplanmıştı. Lenin binaya vardı, ama tedirgindi.

İstediği isyan işte hazırdı. Parti binasının önünde toplanan askerler onun ismini bağırıyor, onlara konuşmasını istiyorlardı. İstese onlara hükümeti tutuklama emrini hemen verebilirdi,… Ama Lenin'i düşündüren partinin durumuydu. Böyle bir hamle ve sonuçlarının gerektirdiği teşkilatlanmaya hazır mıydılar? Peki Petrograd'da hedeflerine ulaşsalar bile, Petrograd sınırları dışında ne olacaktı? Böyle bir darbe ile iktidara gelmiş olan kızıl alayları çiftçiler kabul eder miydi?

Katı ve tavizsiz olarak bilenen Lenin'in tereddüt ediyordu. Bir müddet askerlerin önüne çıkmadı ama sonra yoldaşlarının ısrarı üzerine konuşma yaptı. Ekim Devrimi'nden önce yaptığı son aleni konuşmaydı. Söyledikleri çok önemli veya etkileyici değildi. Gelecekteki sovyet rejiminin neleri başaracağı ve neler yağacağına dair alışıla gelmiş cümleleri sarf ettikten sonra tekrar içeri girdi.

Lenin'den ne bir emir, ne bir isyan çağrısı duymayan askerler bocalamışlardı. Askerlerin kışlalara dönmeleri mi gerektiğine, yoksa gösterilere devam mı edeceklerine dair bile bir cümle sarf etmemişti Lenin.

Ne yapmaları gerektiğini bilmeyen askerler Petrograd Sovyet'inin Genel Merkezi olarak kullanılan Taurya Sarayı'na doğru hareket etmeye başladılar. Yolda işçiler onlara katılmıştı. Birden deniz askeri öğrencileri etraftaki binaların camlarından yürüyenlerin üstüne ateş açtı. Kalabalık panik içinde her yöne doğru kaçtı.

İsyancılar dağılmıştı. Bolşevikler bir daha gelmesi zor olan bir fırsatı kaçırmıştılar.

18 Temmuz'da Alexander Kerensky Kışlık Sarayı'nda Çar III. Alexander'in yatağında uyandı. Bir kaç gün evvel görevinden istifa eden başbakanın yerini almıştı ve Lenin'in bir türlü ele almadığı gücü toplamaya niyetliydi. 

Geçici Hükümetten Finlandiya'ya kaçan Lenin, perukla.

Bir kaç gün evvel berbat bir şekilde sonlanan Temmuz İsyan'ı Bolşeviklerin çok intiba kaybetmesine sebep olmuş bir çok taraftarlarının onlara sırt dönmesine sebep olmuştu. Hükümetin askerleri hiç zorlanmadan Kschessinskaja Villasını basmış ve tüm partilileri tutuklamıştı. Gerçi Lenin baskından kaçmayı başarmıştı, ama arandığı için tekrar Finlandiya'ya gidip orada saklanmaya başlamıştı.

Hükümetin tutuklatıp zindana attığı yüzlerce bolşevikin arasında belki de solcuların en hitabeti ve retoriği en güçlü olan Leo Trotzki de vardı.

‚Lenin sürgünde, Trotzki zindanda,… Bolşevikleri tamamen yok etmemi kimse engelleyemez.' diye düşünüyordu Kerensky ama kendine çok fazla güvenerek büyük bir hata yapıyordu.

Tutuklanan bolşevikleirn hiç biri yargılanmayacaktı. Onca tutuklu arasında sadece bir kişi partinin merkez yürütme kurulu üyesiydi. Saklanan yoldaşların yerine yeni isimler geldi. Bütün bunların yaşandığı 1917 senesinin yazı Felix Dserschinsky ve Josef Stalin'in hirarşide yükseldiği yaz oldu. Dserschinsky 40 yaşında, aristokrat bir aileden gelen çok hırslı bir adamdı. Solculara erken yaşta katılmış ve çarlık döneminde bir çok sefer tutuklanarak Sibirya'ya sürülmüştü. Stalin ise yetişkin hayatının neredeyse tümünü gerilla olarak geçirmiş, kısa boylu, yüzü geçirdiği çiçek hastalığından kalan yara izleri ile dolu bir Gürcüydü. Neredeyse her konuda birbirinden farklı olan adamın ortak noktaları hırslarıydı.

İlerki günlerde hükümet hükümet işçilerden silahları toplamayı denemişti. Ama Şubat Devrimi'nden beri silahlarına sarılan işçilerin silahlarını teslim etmeye hiç niyetleri olmadığı gibi zaten silahların toplanmasını organize edebilecek kimse de yoktu. Kerensky koalisyon hükümeti ancak Temmuz sonunda başarmıştı. Ama kurulan koalisyon hükümeti özellikle sürekli değişen bakanlar ve bürokratlar yüzünden verimli çalışamamıştı. Çok önemli görevleri olan içişleri ve adalet bakanları her bir kaç haftada bir değişmekteydi.

Diğer yandan sosyal devimciler ve menşevikler en az hükümet kadar ayrışmışlardı. Hala Kerensky'nin kabinesine ait olmalarına rağmen çoğu bolşevikleri yoldaşları olarak görüyor ve takip edilmelerini engelliyorlardı.

Kerensky'nin en büyük hatası ise Almanlar'ın Riga'ya doğru ilerlemelerine rağmen ısrarla savaşa devam etmesiydi. Ordu içinde disiplini artırmak için aklına tek gelen Şubat Devrimi'nden sonra kaldırılan ölüm cezasını yine yürürlülüğe sokmak olmuştu. Bu onu zaten sevmeyen askerlerin ondan iyice nefret etmesini sağlamıştı. Rusya'nın savaşa katılmasına başından beri karşı çıkmış tek parti olan bolşeviklere karşı tutumu ile, başbakan Çarlık Rusya'sından kalan generallere bağımlılığını artırmıştı. 


1. Bölüm: Barut Fıçısı

...

KIZIL DEVRİM - I - tahtapod.com | Blog

Ama onlar her ne kadar Petrorad ismindeki barut fıçısından ateşi uzak tutmaya çalışsalarda Lenin fıçıyı ateşe vermeye kararlıydı.

3. Bölüm: Darbe Sesleri


4. Bölüm: Gelen Vakit


5. Bölüm: Devrim Başlıyor
 


6. Bölüm: Son Saatler
 


7. Bölüm: Çifte İhtilal
 


8. Bölüm: Zorba
 


9. Bölüm: Kızıl Terör
 

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

RUM MEYHANESİ RÜYASI
TÜRKÇÜLER VE SOSYAL DEMOKRATLAR

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin