DERECE NOTU DÜŞÜRÜLMESİNİN ETKİLERİ
Geçen cumaya kadar Türkiye'nin derecelendirme notu Moody's de Baa3 dü. Bir de tabi 'Nagative Watch' eki vardı, yani 'kötüye doğru gidiyor, yakın zamanda düzelme beklenmiyor' demek.
Baa3 'Çok spekülatif bir yatırım, durum kötüleşirse yapılan yatırım geri dönmeyebilir' manasına gelir.
Moody's Baa3 notunu 18 Temmuz 2016 tarihinde vermiş. Belki o esnada tatilde olduğum için kaçırmış olabilirim, ama bu kadar yaygara koptuğunu hatırlamıyorum.
Bu arada Temmuz'dan beri Türkiye'nin notunu tek kötüleştiren derecelendirme kuruluşu Moody's değil. 20 Temmuz'da S&P notunu BB-, 21 Temmuz'da ise Fitch BBB- derecesine düşürmüşler
Moody's in verdiği kararın önemi ise Türkiye'yi 2012'den beri ilk defa tekrar 'Yatırım Yapılmaz' sınıfına sokmaları. S&P'ye göre zaten o sınıftaydık, durum daha da kötüleşti, Fitch'e göre o sınıfın ramak üstündeyiz.
Şimdi normalde notun düşmesinin etkileri ne olur?
Notu düşürülen ülkenin, özellikle bu düşüş 'Yatırım Yapılamaz' seviyesine ise;
- Parası değer kaybeder.
Dolaysıyla söz konusu üretip ihracat yapan bir ülke ise, ihraç ettiği malların cazibesini artırır. Lakin ithalata dayanan bir ekonomi ise satın alması gereken malların maliyetini yükseltir.
Dolaysıyla eğer bu ülke ürettiği mallar için gereken hammadde ve enerjiyi dışardan ithal ediyorsa, malların üretiminin maliyeti artar.
Maliyetin artması üretip dışarıya ihraç ettiği malların paranın değer kaybından ötürü cazibe kazanmasını yok ettiği gibi, iç piyasada da pahalılaşmalarını sağlar. İç piyasada yaşanan bu olaya 'ithal edilmiş enflasyon' denir! - Borçlanma maliyeti artar.
Riski arttığından dolayı dış piyasadan para bulmak için daha yüksek faiz ödeme mecburiyetindedir. Bu sadece devleti etkilemez. O ülkenin özel ve kamu şirket ve bankaları o genelde ülkenin riskinden daha yüksek risk görüldüğü için zaten devletin borçlanmasından daha yüksek bir faiz öderler.
Bunun sebebi gayet mantıklıdır. Bir şirket kendi riskini taşır, ama doğal olarak mensubu olduğu ülkeninde riskini taşır. Yani bir özel şirketin batması (kendi riski) devleti sarsmayabilir, ama devletin batması tüm özel sektörü etkiler. Dolaysıyla devletin riski artıp, para bulmak için daha yüksek faiz ödemesi doğrudan özel sektörün de kendi refinanse etmesini pahalılaştırır. Uluslararası sermaye piyasalarında kendileri borçlanabilecek kadar büyük olan şirketler bunu hissedeceği gibi, borçlanmasını yerel bankalardan yapan şirketlerde hissedeceklerdir. Çünkü kısa vadeli sendikasyon kredileri yenilerken ve yeni tahvil ihraç ederken ödeyecekleri fazla faizli bankalar kredi verirken doğrudan şirket ve bireylere yansıtacaklardır. - Dış borçların ödenmesi daha da zorlaşır.
Çünkü ülkenin parası değer kaybetmiştir. Dolaysıyla borçlandığı para birimi daha değer kazanmış, daha pahalılaşmıştır. Bunun üstüne bir de yukarda bahsettiğim gibi borcun kendi fiyatının, yani faizin yükselmesi gelir.
Bu derece notu düşürülmeden önce alınan krediler sabit bir faiz ile alındıysa etken olmayabilir, ama yeni borçlanmalarda, yani vadesi gelen borçları 'dönderilmesinde' önemli bir etken olacaktır. - Dış borç bulmak, faizi ve fiyatı bir yana, genel olarak zorlaşır.
Çünkü dışarıda yatırım yapan bir çok kurulların tabi oldukları mevzuat gereği 'Yatırım Yapılmaz' seviyesinde yatırım yapması zaten yasaktır. Dolaysıyla bu seviyede bir ülke istediği kadar faiz ödesin, bir çok yatırımcı kesinlikle bu riski almaz. - Rekabet gücü daha da azalır.
Yukarıda bahsettiğim etkilere maruz kalan bir ekonominin reel sektörü, yani para piyasaları değil, gerçek mal üreten ekonomisi doğrudan etkilenir.
Örneğin üretim maliyeti artan ve dış pazara ürün ihraç edemeyen şirketler işçi çıkarır, artan işsizlik iç talebin gerilemesine sebep olur, Araştırma ve geliştirmeye yapılan yatırımlar azalır. Reklam sektörü nasibini alır. Bunlar haricinde bir çok başka etki tepki ekonominin gittikçe kötüleşmesine yol açabilir.
Reel sektöre yapılan dış yatırımlar ülkeden çekilir ve başka ülkelere kayar, bu o ülkelerin kalkınma ve ilerlemelerini sağlarken, mevzu bahis ülkenin diğer ülkelere orantı ile daha da çok zemin kaybetmesini sağlar. - Dış etkenlere karşı daha kırılganlaşır.
Örneğin güçlü ekonomilerin sermaye piyasalarına yatırım daha cazip hale gelirse, mesela FED'in veya ECB'nin faizleri artırması ile, söz konusu ülkeden paranın çekilmesi daha da hızlanır.
Bu noktalar ekonomi kitaplarında öğretilen ve kısmen 2001 krizine kadar da bir çok zaman ülkemizde bizzat yaşadığımız gelişmelerin kabaca ve genel hatları ile tarifi.
Ama ben şahsen bu olayların bu şekilde yaşanacağına, daha doğrusu etkilerin bu sefer bu kadar sert olacağına inanmıyorum.
Devamı Yarın: 'Türkiye'ye muhtemel ekopolitik etkiler'
Yazının önceki ve sonraki bölümleri:
Derecelendirme Kurumları - tahtapod.com | Blog
TÜRKİYE'YE MUHTEMEL EKOPOLİTİK ETKİLER - tahtapod.com | Blog
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.