ONLAR KONUŞUR DÖVİZ YÜKSELİR

AKP'nin meşhur bir sloganı vardı, "Onlar konuşur AKP yapar" diye.

Allah var, yıllardır sadece konuştuklarımızı değil, konuşmadıklarımızı da yaptılar. Hatta aklımızın ucundan geçirmediklerimizi dahi yaptılar...

Meselâ önceki gün bir takım medyada "ABD'den üç yıl aradan sonra süt ithal edeceğiz" şeklinde bir haber vardı.

Tam, "Dünya şimdi ABD'den ithal edeceğimiz süt ve süt ürünlerini de kıskanacak" diye sevinecektim ki, Dünya Gazetesi'nin yazdığına göre Tarım Ve Orman Bakanlığı, "ABD'den üç yıl aradan sonra yeniden süt ürünleri ithal edeceğiz" haberini yalanlayarak, "ABD'den süt ürünleri ithalatı öteden beri yapılmaktadır, 2016 yılında ithalat durmamıştır" dedi.

Şimdi bu açıklamanın ne demek olduğunu anlamaktan aciz, fakat bir o kadar mutlu AKP seçmeni olmak isterdim.

Üç yıl aradan sonra süt ürünleri ithaline başlayacağımızı söyleyenler tarafından aldatıldım, kandırıldım...

***

Yine meselâ tasarruf edeceğiz deyip binlerce TRT çalışanını emekliye sevk ettikten sonra garajı lüks makam araçları ile doldurdular.

Bir yandan, "Kamuda tasarruf dönemi başlatıyoruz" diye gürleyip, diğer yandan Merkez Bankası toplantısını ultra lüks otelde yapmalarını, bir yüzükle siyasete atılıp her fırsatta yerli ve millilik edebiyatı yapanların 30 Ağustos Zafer Bayramı receptionu menüsündeki ejder meyveli, aloeveralı, starex'li klavyemin bile telaffuz için zor döndüğü şeyleri de itibardan sayıyorum.

Şimdi, "Bunlar da bir şey mi, bu yoklukta Katar Emiri'nden bilmem kaç milyon dolarlık makam uçağı bile alındı" demeyin. Çünkü o uçak "hediye".

Valla ben de bilmiyorum "Ne diye?" ama hediye işte, "hediye"...

***

Örneklerde gördüğümüz üzere konuştuklarımızı da yaptılar, konuşmadıklarımızı da. Yanlışı görüp uyardık, anlattık ama hiç umursamadan hatta alay ederek, hakaret ederek yaptılar yapacaklarını...

Fakat son aylarda işler biraz farklı yöne evirildi gibi. Artık onlar, yani AKP'liler konuşuyor, döviz ve faiz yapıyor yapacağını...

Meselâ dünkü faiz artışından sonra gevşeyen doların, bugün 6 TL altına inerek olumlu bir psikolojik etki oluşturacağını ve 5.50'lere kadar çok rahat süzüleceğini düşünüyordum. Fakat Reis, Merkez Bankası yönetimini çok sert eleştirerek bir ara 6.030'lara kadar gerileyip psikolojik düşme sınırına dayanan doların, daha aşağı inmesine müsaade etmedi. Resmen uçurumun başında çekip aldı...

Reis, yaptığı konuşmada, Merkez Bankası'nı evire çevire dövdükten sonra hızını alamayıp mal stoklayıp karaborsacılık yapanları da bombaladı. "Stokçulara ansızın baskınlar yapıp hesap soracağız" diyerek parmak salladı. Şimdi -eğer geri zekâlı değillerse- memlekette ne kadar stokçu varsa hepsi gerekli tedbiri alacaktır.

Uyuşturucu için, "satıcı değilim, içiciyim abi" diye ifade verenin cezası bile komik olan bir ülkede, minareyi çalan kılıfı çoktan dikip ütülemiştir...

Korkarım, kamuoyuna hoş görünmek için iki gariban esnafın kulağı kesilip mevzu tavsatılır...

Bir Türk Atasözü boşuna, "Kız istemeye davul zurna çalarak gidilmez" demiyor...

***

Nitekim Kandil'deki teröristler de, "Operasyon yapacağız, bir gece ansızın gideceğiz, Kandil'i söndüreceğiz, cağız, cuğuz" filan laflarını işitince tedbirini alıp güvenli bölgelerde dinlenmeye çekiliyor. Biz de, bu milletin alın terinden keserek milyarlar harcayıp aldığımız mühimmatı boş dağlara saçıp dönüyoruz. Dönüşte onluk çapariye akşam vakti takılan kıraça misali, bir-iki tane kelle alabilirsek teselli oluyoruz o kadar...

***

Gerçi bilenler bilir ülkemizde stokçuluk yok, dövizi bahane edip fahiş fiyat çeken vicdansızlar var. Meselâ BOTAŞ gibi, meselâ Elektrik idaresi gibi, meselâ akaryakıt lobisi gibi...

Enerjiye zam gelince, hammadde, ambalaj ve nakliye giderleri de yükseliyor. Haliyle üretici/sanayici ayakta kalabilmek için ürünlerine zam yapıyor. Aksi halde sattığı ürünün yerine yenisini koyma şansı yok.

Serbest piyasa ekonomisinde ve üstelik içinde bulunduğumuz oldukça nazik şartlarda kimseye bir malı "Niçin şu fiyata satıyorsun?" diyerek yaptırım uygulayamazsınız. Ancak hileli, ayıplı ürün satıyorsa işlem yaparsınız.

Bozulmuş, son kullanma tarihi geçmiş, paket üstü açıklaması ile içeriği farklı mamuller, gramajı eksik ürünler vs vs.

Onun da şekli şemaili kanun ve yönetmeliklerde belli...

E, bu da zabıtanın görevi zaten...

Yani kardeşim, bu gün de boş dağları bombaladık...

***

Ekonomiden sorumlu Bakanımız da, "Orta vadeli program 20 Eylül'de açıklanacak. Dövizle ilgili yönetmelikler 30 gün içinde tamamlanacak ve enflasyon Ekim'de düşecek" diye müjde verdi.

Şunun şurasında Ekim'e ne kaldı ki, onlar ejder meyveli sularından birer fırt daha çeksin; biz dişimizi sıkarız. Ölen ölür, dereye su gelene kadar gözü pörtlemeyen kurbağalar bizimdir.

Nihayetinde döviz ve enflasyon düşerse ne âlâ Ekime, düşmezse seksen milyonun...

***

Diyeceğim o ki:

Biz boş dağları bombalayıp avunurken ne yazık ki, "döviz, enflasyon ve zam dağları" karşımızda dimdik yükselmeye devam ediyor, hem de altını sağlam şekilde doldura doldura...

Ekonomiden pek anlamam fakat "Bir hafta konuşmasalar döviz, faiz, enflasyon filan aslında kendi kendine kuruyup düşecek" diyesim var. Lâkin bir Türk Atasözü, "Söz gümüş ise sükût altındır" diye öğütlediği için susuyorum...

Çünkü bu memlekette asıl susması gerekenler konuşuyor...


14.09.2018

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Bilge Tonyukuk - 1
TÜRKLER VE BEN

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin