REKORTMEN...

Ülkenin gerçek ekonomik durumunu ve gidişatını ayna tutabilmek için her zaman ilk yirmi hatta ilk on içindeki kurum ve kişilerin ne ürettikleri çok önemlidir.

***

GİB'in açıklamasına göre kurumlar vergisinde ilk sırayı 11,1 milyar TL ile Merkez Bankası alırken ilk yedi sıranın maalesef hep bankalar oluşu dikkat çekti. İlk on sırada bankalar dışında sadece İskenderun Demir Çelik A. Ş. yer alırken, sekizinci ve onuncu sıradaki şirketlerin ismi gizli tutuldu.

***

Yine gelir vergisi listesinin ilk on sırasında rekortmen şahıs ile beraber tam beş kişinin ismi gizli tutuldu. İlk on rekortmenin bulunduğu listede 1-4-7-8 ve 10. Kişilerin isimleri açıklanmazken 2. Mehmet Sinan tara, 3. Rahmi Koç, 5. Erman Ilıcak, 6. Ömer Koç ve 9. Gönenç Gürkaynak oldu.

Listede açıklanan isimlere bakılınca çoğunun mütedeyyin arkadaşlar tarafından pek sevilmeyen hatta bazılarınca dış mihrakların uzantısı olmakla suçlanan kişiler olduğunu görüyoruz.

Ama vatanın kaymağını ve kaynağını yerken vatansever, dindar olan iş adamlarının iş vergi ödemeye gelince listede yer almaması gerçeği, biraz yüzü olanın yüzüne çarpıyor. Her zaman olduğu gibi yerken varlar, öderken yoklar...

***

Yine faize karşı olan mütedeyyin iktidar döneminde, sanayi şirketlerinin yerine hep bankaların vergi rekortmeni oluşu garabetine girmeyeceğim. Çünkü aynı iktidar, alkollü içkiye de karşı ama en yüksek vergiyi alkol tüketenlerden alarak mütedeyyin memurlarının da maaşını ödüyor. Kumara karşı olup haftada bir-iki defa yapılan şans oyunu çekilişini çoğaltarak yedi güne çıkaranlar da onlar...

***

Ama ben daha çok vergi listesinde ismi açıklanmayan rekortmenlere takıldım.

Kimdir bunlar?

Utanılacak bir meslek mi yapıyorlar?

Ya da demokrasi ve hukukun bolca teneffüs edilip adaletin herkes tarafından eşit bir şekilde ve bolca yudumlandığı ülkemizde paralarına el konulmasından, mafya-çete kucağına düşmekten mi korkuyorlar?

***

Hatırlarsınız, bu ülkede en utanılacak işi yaparak yıllarca vergi rekortmeni olan genelev patroniçesi Manukyan bile adını gizlemez, ülke ekonomisine verdiği katkı sebebiyle gurur duyardı.

Peki, bu arkadaşlar Manukyan'dan daha mı kötü iş yapıyorlar?

***

Bazı dostlarımız ismi gizlenen kişilerin milletin bir yerlerine koymayı görev edinmiş kişiler olduğunu düşünüyor. Yine bazı arkadaşlarımız da bu iş insanlarımız, "Dini bütün oldukları ve peygamber ahlâkı taşıdıkları için zenginlikleri ile hava atmayı sevmediklerinden isimlerini gizletiyor" şeklinde fikir yürütüyor ama ben aynı fikirde değilim…

***

Çünkü vergi rekortmenleri bu kişiler olsa, havuz kanallarında günlerce reklam edilirler, haber kanallarında övülürler; gazetelerinde, "Oranıza koydular ama bakın niye koydular!" şeklinde çokomelli yazılar döşenilirdi.

Yeter mi?

Yetmezdi…

Bu iş insanları, devletin en üst katında ödüllendirilip dindarların ve İslam iktisadının(ne demekse artık) başarı öyküsü olarak anlatılırdı. Bu ağzı dualı arkadaşların,  ümmete örnek vergi başarısı üzerinden eski Türkiye'ye sille-tokat girişilirken bu arkadaşlara yeni ihaleler vermenin alt yapısı kimsenin eleştiremeyeceği şekilde ayarlanmış olurdu…

***

Bizler de, cari açığın yüzde çoğunu kapattıklarına bile inanırdık. 

Ve "Adamlara helal olsun, oramıza-buramıza koydular ama iyi ki bunlar koymuşlar, bakın kazançlarından devletimize vergi verip kalkınmasına destek oluyorlar. Aşk ile bir daha koysunlar, artık hep bunlar koysunlar" derdik…

Oldu mu?

Olmadı…

***

Siyasal İslamcılık, gelenek olarak her konuda pireyi deve yaparak rakibini vurmayı ve kendine ait en küçük başarıyı bile abarta abarta reklam ederek sandığa koymayı çok iyi bilir…

Fakir-fukaraya yaptıkları üç kuruşluk yardımı bile kameralar eşliğinde icra etmeyi pek sever...

Öyleyse kim bu gizli-saklı rekortmenler?

Dertleri veya korkuları ne?

21 Ocak 2021