CENGİZ DAĞCI

Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, Cengiz DAĞCI'nın öz vatanına defni konusunda örnek bir mücadele verdi, çok iyi çalıştı. Hiç hakkını yememek gerek.. Cengiz DAĞCI'nın vefatından sonrabazı üniversitelerimiz de onun anısına başarılı sempozyumlar düzenledi. Buraya kadar harika

Ancak Cengiz DAĞCI, Türkiye'de yeterince genç kuşaklara anlatılamadı. Onun adının belleklere kazınması için adına kurumlar oluşturulamadı. Adına Enstitüler, Kültür Merkezleri, Vakıflar, Dernekler, oluşturulup, Edebiyat ödülleri konmalıydı. (Örneğin Moskova'da bir "Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü " var ama Türkiye'de bir "Cengiz DAĞCI Edebiyat Enstitüsü" yok)

Tam burada, daha önce paylaştığım bir anımı kopyalayayım:

"ÇOK ÖZÜR DİLERİM CENGİZ DAĞCI KİMDİR?"

Eskişehir'de 16-17 Mayıs 2017 tarihlerinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitemiz tarafından Uluslararası Cengiz DAĞCI sempozyumu düzenlendi. Bir dostumun daveti üzerine bu sempozyumu mutlulukla izledim. Çok da bilgilendim, öğrendim.

Başlıktaki sorunun hikayesine gelince;

Sempozyumun bir oturumunu dışarıda, bir dostumla sohbet edip beklerken, bir genç yanımıza geldi. Bol sakallı, sakallarına bir takım aksesuarlar eklemiş "protest tip" olarak betimleyebileceğim bir genç kardeşimizdi. Yanı başımda tütün sararken, içtenlikle bu soruyu sordu;

"ÇOK ÖZÜR DİLERİM CENGİZ DAĞCI KİMDİR?"

Tam sempozyum kapısında sorulan bu soru, bir an beni şaşırttı ve aklıma bir şairimizin dizesi geldi: "insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse ötekine sağır" (İ. ÖZEL)

Ayaküstü, "C. DAĞCI'nın Kırımlı bir yazar olduğunu, eserlerinde Rus/Sovyetve Nazi zulmünü anlattığını, doğduğu ülkenin insanlarının güzelliğini Türkiye Türkçesiyle büyük bir ustalıkla işlediğini" dilim döndüğünce birkaç dakikada özetledim.

Bu genç kardeşimiz de;

"Ben biranarşistim, her türlü devlet zulmüne karşıyım, sol kesimde TÜRK kelimesine karşı alerji var, bunu da hatalı görüyorum" dedi...

Ben de kendisine "zulüm karşısında duyarlı olmanın, herhangi bir ideoloji , inanç ya da felsefi bakış konusu değil İNSAN OLMAK konusu olduğunu, bu sohbeti yaparken konuştuğumuz dilin TÜRKÇE olduğunu ve bu dille yazan bu yazarı okumasını" tavsiye ettim.O da "okuyacağını" belirterek, saygıyla "teşekkür" etti ve yanımızdan ayrıldı... 

 ----------------------

Bu anımı hiç unutmayacağım ancak o genç gibi niceleri var. Cengiz DAĞCI'yı bir kesimin, bir bakış açısının yazarı olarak tanıtmak da doğru değil. Onun romanlarında "zalimliğin" anlatımı var. Kim her türlü zulme karşı duruyorsa önce Cengiz DAĞCI okumalı.

CengizDağcı'nın "Onlar da insandı"adlı romanını okuduğunuzda, acı verenlere karşı da bir "hümanizm" okursunuz. Milliyetçilik ile Şovenizm arasında bir fark vardır, bu farkı da onun romanlarından öğrenirsiniz... Neyse bu konuda daha fazla konuşmak haddim değil.

Ancak bu paylaştığım haberi okuyunca biraz canım yandı, Onun anısına eserlerine ne kadar sahip çıkabildik?

"Tanrım!" diyorum. "Onlar da insan!" Acı onlara! Kendileri gibi, başkalarının da insan olduklarına inandır onları!" Ötekiler, o hayvan gibi sürülüp götürülenler... Onlar da insandı."...

Ve ne yazık ki İnsanın insana zulmü dünyanın her tarafında sürmeye devam ediyor. Günümüzde Kırım'da Pavlenko'lar, Ivan'lar, Kostyürk'ler, Vasil Dimitroviç'ler hala zulme devam ediyor...