Ceplerinde Ölüm Kararları
Sonra nasıl bir gün oldu,
Kimler göçtü, kim kondu;
Gözlerinizi kapayın… Yıl 1991 siz Bişkek'tesiniz,oralarda bir yerde Çontaş diye bir höyük ve yakınlarında maden alanları var. Oralarda bir yerde tam yüz yirmi yedi katledilmiş Türkün toplu mezarı var. Yüreklerinin üzerinde bulunan ceplerinde ölüm kararları katlanmış, tam da o kararların içinden geçmiş kurşunlar… O 127 kişiden bir Kasım Tınıstanov.
Kırgızistan'ın Isık-Köl'e bağlı Çoktal kazasının Çırpıntı köyünde 10 Eylül 1901 yılında bir çiftçi ailesinin bebeği olarak hayatla buluşmuştu, Kasım. Büyüdü okul vakti geldi Kırgızistan eğitim olanakları açısından yetersizdi, eğitim süreci ilk mektepte Özbek okulu,ardından Rus mektebi ve nihayet Kazak pedagoji Enstitüsünde sürmüştü. Rus Çarlığı'nın Türkistan üzerindeki terörize uygulamaları yüzünden ailece Doğu Türkistan içlerinde göçtü ancak 1917 yılında geri döndüler. Sürgün göç ve mültecilik ve Kasım…
Okul eğitimi 1924'te tamamlanır oysa Issık göl, Ana Too gibi pek çok şiir doğmuştur bile. Aralıksız çalışacaktır Kasım, 1917 Rus devrimi Bölgede Sovyet'leşirken Türkistan'ı otonom bölgelere ayırmak suretiyle bölüp parçalamıştır.Kasım'ın Türkistan aydınları ile iletişimi vardır, Türkistan'da kısa süren Alaş Orda hareketine katılır, yazık ki kurulan Alaş Orda hükümetin ömrü kısa olur ve hareket 1937' lerde zayıflayarak yok olur. Ülkesinin milletinin yazgısı ve Kasım…
Gazete ve dergilerde çalışır Kırgızistan'da tiyatro kumpanyasının kurulması için çalışır. Şairdir bizlere şiirler bırakmıştır. Edebiyatçıdır, tiyatro eserleri bırakmıştır. Eğitimcidir çok genç sayılabilecek yaşlarda profesörlük mevkiine sahip olmuş öğrenci yetiştirmiştir. Dil bilimcidir, çağdaş Kırgız alfabesinin tasarımı, yapılanması, morfolojisi, sentaksı üzerine eserleri mevcuttur. Milletler için dil kimliğin korunması ve sürdürülmesi için ölümcül derecede önemlidir. Eski çağlardaki yazılı Kırgız halk edebiyatı birikiminin nispi olarak zayıf olduğu bir dönemde çağdaş edebiyatın temelleneceği bereketli vadiyi oluşturmuştur. Öğrenme öğretme tutkusu ve Kasım…
Biraz geriye dönersek, henüz öğrenci iken de aktiftir.1922 yılında 22 yaşındaki Kasım Manas Destanının yayımlanmasını öneren heyettedir ve başarırlar Manas yayımlanır. Bu başarıları siyasal kaderlerinin dikkat çekici hatta yazgılarını belirleyici unsur olur. Buradaki yol arkadaşlarının hepsi ile aynı sona tereddütsüz yürüyen Kasım…
Manas bir destan olarak giderek değerini artırmaktadır,geçmişte bir masal olarak tozlanmaya razı olmaz adeta bir ulusun enerjisidir, akışkandır, hayat buldurucu ruhudur. Kırgızlar bu destan etrafında birleşip millet olmanın nefesini solumaktadırlar. Manas ve Kırgız halkının kaynaşma iklimi Sovyetleştirme mantığıyla uyuşmaz. 1937 yılında yazdığı bir piyese Manas'taki bir olayı aktararak işler, Kasım. Bu eser biriken kin ateşinin alevlenmesine sebep olur,'burjuva milliyetçiliği' yapmakla ki milli kimlik vurgulaması nedeniyle halk düşmanı olmakla suçlanarak 1937 Aralık başında tutuklanır. 6 Kasım 1938 tarihinde kırk dakikalık bir yargılamadan sonra ölüme mahkûm edilir. Yargının açıklandığı günün gecesinde, birkaç saat yaşamasına doğan şafağı görmesine tahammül edilemeden gece kurşuna dizilen Kasım…
Otuz yedi yıllık coşkulu kısacık bahar ömrünü alanların elli üç yıl bir toplu kıyım mezarında, ıssızlıkta unutulacağını umarak terk ettikleri Kasım…
Garip cilve! Her şeyin sonunda Manas gibi ülkesinin ruh ikliminde alev ateş ışıyan Kasım Tınıstanov, bir anne sevgisiyle eskiyen yaralarına em olmayı dilerdim. Ruhun şad adın kutlu olsun.
Pek çok güzel şiiri var, okurken keşke bu bir türkü olsa dediğim Ağlama Dilber Cefa Etme şiiri ile anne kimliğinde vatanı tanımlayan Ala-Too arasında karasız gidip gelmelerden sonra Ala Too'yu seçtim. Devamını lütfen sizler araştırıp okuyun, unutmayın unutturmayın dilerim.
Nurşen Karakaş
28.04.2020, İstanbul
Ala-Too
Geciktiğinde, üzülüp:
«Unuttu» diye darılıp,
Sabırsızlıkla bekleyip,
Gittiler sonra telaş alıp.
Gece yatıp uyumadan,
Gündüz vakti durmadan;
Yolcudan yol sorup,
Durmaktasın Ala-Too!
Yavrumdan haber geldi, diyerek.
Hesaplarım sabah ve akşamı, diyerek;
Büyümemiş genç yavrum.
Nasıl yollara düştü, diyerek,
Haykıra haykıra seslenip,
Başına geçmeden güneşlenip;
Tepeden inmeden sabah akşam,
Durmaktasın Ala-Too!
Aylar, yıllar geçti, diyerek,
Habersiz gitti, diyerek;
Körpecik olan yavrumu,
Hangisi katletti, diyerek.
Buluttan başörtüsü örtünüp,
Ak saçın buza boyanıp,
Gözyaşın ile dereyi,
Yıkatmaktasın Ala-Too!
Yavruma zeval gelir, diyerek,
Giyimsizse üşür, diyerek;
Yolda ise genç yavrum,
Hareketi kolaylaşsın, diyerek,
Karşı durup ayaza,
Güç gösterip kar ve buza.
Güney ve kuzey seferini,
Birleştirmektesin Ala-Too!
Yurdunu özlemeyen halk olmaz,
Halkı özlemeyen er olmaz;
Ele boyun eğmiş gibi,
Er yüreğinde kir olmaz.
Kapamadan sen gözünü,
Kederlenip dediğin sözünü,
Kim unutup gitmek ister,
Arzulama Ala-Too!
Yardım ettiğinde ervah,
Er yiğit kiminle mücadele etti.
Düşmanı mağlup etmeden,
Kime bahsi kaybetti.
Yiğidim diye senden ben doğsam,
Yiğit diye beni sen doğursan,
Beni kim öldürmek ister,
Üzülme Ala-Too!
Yeni çırak olunca,
Halk yaylaya konunca;
Kuzu otlatıp büyütmek için,
Ravent tatlanıp boy atınca;
Toy verip davetleşirler.
Yüksekten bakıp cömertleşirler.
Yoğurt dökülmüş yassı taş
Hâlen aklımda Ala-Too!
«On altı» dostum gelince,
Yaylaya göçünce,
Göç üstünden dilbere
Göz oynatıp yanına varınca,
Dayanamayan dilber: « Ay ay!»
Dediği anda dağ deresi,
Sesini çıkardı sabırsızca
Hepsi aklımda Ala-Too!
Sonra nasıl bir gün oldu,
Kimler göçtü, kim kondu;
Niçin dersen bağrında
Duramadım ben gösterişli.
Evvela senden görenin,
Senin hatırlayıverdiğinin
Tafsilatıyla beraber,
Hepsi aklımda Ala-Too!
Lanetin mumu yanınca,
Suçsuz yere kanlar akınca;
Destek bulmak için uğraşıp
Kâh yaya kâh atlı yola çıkarınca:
İçerlenip titreyen
Tipi dalgalanarak
Uğurlayan Isık-Köl'ün
Acısı aklımda Ala-Too!
Ben kuvvetliyim, giderim.
Tabiatı olan yavrunu.
Belli belirsiz görünen,
Elini nasıl tutarım?
Öncelikli selamımı,
Sana ithafen yazdım,
Hoş vakitlerde bekle,
Budur hediyem Ala-Too!
Çok yaşadın, çok gördün;
Acı ve tatlı yiyip gördün.
Kısmeti kesen baltaya,
Ses çıkarmadın, hoş gördün.
Gelecek günlerde kalbini
Beslemiş gibi yüreğim;
Okşayarak konuşursan,
Budur dileğim Ala-Too!
Yıl 1922, Kırgızistan, Kasım Tınıstanov
*Şiir Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Emrah Kuzan Yüksek Lisans Tezinde çeviri yapılmış ve ilgili metinden alınmıştır.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.