Küçük Şeyler 4
Ülkenin en bilge adamı şehirde art arda açılan bilgi evlerine olan ilgiyi görünce büyük bir mutluluk duymuş, insanlara benim de katkım olsun düşüncesiyle şehrin en güzel yerine bir bilgi evide kendi açmıştı...
İlk günler herkesi kıskandıracak kalabalıklar bulan Bilgin her geçen gün azalan ilgiyi merak ediyor ve bunun üzerine kafa yoruyordu ... Bir yerde hata yapmış olmalıydı ...
Artık bir ay gibi bir süre geçmişti. Ve son üç gündür bilgi evinin kapısı bile açılmamıştı...
Nerde hata yapmıştı?
Gecenin son merhalesinde kapısının çalındığını duyduğunda çalışma masasında uykuya kaldığını fark etmişti...
Bu saatte kim olabilirdi ki? Korkmuştu. Ürkek adımlar ile camdan dışarı bakıyordu.. Kimse yoktu... Tam geri çekilecekken kapının önüne oturmuş sarhoşu görmüştü...
Bir an tereddüt ettikten sonra sarhoş Adamı içeriye almaya karar vermiş elinden tutup zor bela içeriye çekebilmişti ...
'Neden buraya geldin ? '
'Sana bilgi satacağım... Bir şarap parasına hem de...'
Bilgin alaycı bir gülümseme ile sarhoş Ada'ma bakmasına rağmen ona yardım etme adına kesesinden bir altın parayı çıkartıp uzatmıştı...
'Haydi evine git, benim de uyumam lazım. Bugün çok yoruldum .'
Sarhoş Adam cebinden sigara çıkarıp yakmış olduğu yere iyice kurulmuştu. Gitmeye niyeti olmadığı açıktı.
'Önce bu altının karşılığını ödeyeyim.'
Bilgin karşı çıkmamaya karar vermişti. Hem söyleyeceklerini söyler sonra giderdi.
' Şimdi sen, neden artık kimse kapımı açmıyor diye düşünüyorsundur. Halbuki ülkenin en bilgili insanısın, öyle mi?'
' Evet , tüm gün onu düşündüm .'
' Bak azizim dünyanın hatta kainatın sırlarını çözdüm diye gururlanabilirsin ama sen henüz kendi insanının sırlarına vakıf olmamışsın.'
' Ne demek istiyorsun? '
'Bak azizim bizim insanımız kendinden fazla bileni sevmez... Buraya gelenlerin birçoğu buradan çıkarken -ben zaten bunları biliyordum- ya da - bak Bilgin bu konuda yanıldı- diyebilmek için gelmişti. Ama olmadı sen gerçekleri söyledin bilmedikleri şeyler öğretmeye çalıştın... Ve kimse kalmadı .
Bilgin sakallarını sıvazlıyordu. Duydukları fazlasıyla mantığına uygundu.Devam etmesini istemişti.
' Ne yapayım peki?'
'Cümlelerine siz de bilirsiniz ki diye başla onlara o küçük beyinlerinin anlayabileceği şeyler anlat... Ve cümlenin sonunda - biliyorum ki içinizde çok Bilge insanlar var - de... Burası dolup taşacaktır... Çünkü gelen o insan bahsettiğin Bilge kişinin kendisi olduğunu düşünecektir ..Bu gururla gelip bu gururla gidecektir ...'
A.Demir
İlk günler herkesi kıskandıracak kalabalıklar bulan Bilgin her geçen gün azalan ilgiyi merak ediyor ve bunun üzerine kafa yoruyordu ... Bir yerde hata yapmış olmalıydı ...
Artık bir ay gibi bir süre geçmişti. Ve son üç gündür bilgi evinin kapısı bile açılmamıştı...
Nerde hata yapmıştı?
Gecenin son merhalesinde kapısının çalındığını duyduğunda çalışma masasında uykuya kaldığını fark etmişti...
Bu saatte kim olabilirdi ki? Korkmuştu. Ürkek adımlar ile camdan dışarı bakıyordu.. Kimse yoktu... Tam geri çekilecekken kapının önüne oturmuş sarhoşu görmüştü...
Bir an tereddüt ettikten sonra sarhoş Adamı içeriye almaya karar vermiş elinden tutup zor bela içeriye çekebilmişti ...
'Neden buraya geldin ? '
'Sana bilgi satacağım... Bir şarap parasına hem de...'
Bilgin alaycı bir gülümseme ile sarhoş Ada'ma bakmasına rağmen ona yardım etme adına kesesinden bir altın parayı çıkartıp uzatmıştı...
'Haydi evine git, benim de uyumam lazım. Bugün çok yoruldum .'
Sarhoş Adam cebinden sigara çıkarıp yakmış olduğu yere iyice kurulmuştu. Gitmeye niyeti olmadığı açıktı.
'Önce bu altının karşılığını ödeyeyim.'
Bilgin karşı çıkmamaya karar vermişti. Hem söyleyeceklerini söyler sonra giderdi.
' Şimdi sen, neden artık kimse kapımı açmıyor diye düşünüyorsundur. Halbuki ülkenin en bilgili insanısın, öyle mi?'
' Evet , tüm gün onu düşündüm .'
' Bak azizim dünyanın hatta kainatın sırlarını çözdüm diye gururlanabilirsin ama sen henüz kendi insanının sırlarına vakıf olmamışsın.'
' Ne demek istiyorsun? '
'Bak azizim bizim insanımız kendinden fazla bileni sevmez... Buraya gelenlerin birçoğu buradan çıkarken -ben zaten bunları biliyordum- ya da - bak Bilgin bu konuda yanıldı- diyebilmek için gelmişti. Ama olmadı sen gerçekleri söyledin bilmedikleri şeyler öğretmeye çalıştın... Ve kimse kalmadı .
Bilgin sakallarını sıvazlıyordu. Duydukları fazlasıyla mantığına uygundu.Devam etmesini istemişti.
' Ne yapayım peki?'
'Cümlelerine siz de bilirsiniz ki diye başla onlara o küçük beyinlerinin anlayabileceği şeyler anlat... Ve cümlenin sonunda - biliyorum ki içinizde çok Bilge insanlar var - de... Burası dolup taşacaktır... Çünkü gelen o insan bahsettiğin Bilge kişinin kendisi olduğunu düşünecektir ..Bu gururla gelip bu gururla gidecektir ...'
A.Demir
Yayınımıza abone olun
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.