Beraber Yürürüz Biz Bu Yollarda
İlerlemek mi gerilemek mi?
Gevşemek mi gerilmek mi?
Şaha kalkmak mı yere çakılmak mı?
Özgürleşmek mi esaret mi?
Hangisi ya da hangilerine daha yakınız?
Gevşemek mi gerilmek mi?
Şaha kalkmak mı yere çakılmak mı?
Özgürleşmek mi esaret mi?
Hangisi ya da hangilerine daha yakınız?
Uzuyor mu kısalıyor mu?
Çıkıyor mu batıyor mu?
Ağlıyor mu gülüyor mu?
Ölüyor mu diriliyor muyuz?
Türkiye nereye gidiyor? Bize neler oluyor? Ey bildiklerine inanan, inandıklarını gizleyen insan! Şöyle bir adım öne çıkar mısın?
Bize söyler misin Batı'ya Batılı olmanın utancı ve geri kalmışlığını yaşatan, bizi dünyanın en gelişmiş ülkesi yapan sebepler nelerdir?
Gidişatımızı iktidarın muhafız kalemlerinden okuyunca şahlanan, gıpta edilen, çağ atlatan, kişi başına düşen milli gelir oranı en yüksek ülkelerden olduğumuzu anlıyor; tarifi imkânsız gaflarımızdan sonra çok şükür bugünleri de gördük diyebiliyoruz! Neydi o eski tüp, margarin kuyrukları; karaborsa çarkına kapılan, vatandaşın çaresizliğini kötüye kullanan fırsatçılık, batırılan SGK'nin bıraktığı enkaz!?
Bizleri bu refah dolu günlere kavuşturan saygıdeğer hükümetimize binlerce kez teşekkür etsek de azdır! Ey yücelerin yücesi Tanrı'm; bizi Ak Parti hükümetinin eşsiz hizmetleriyle baş başa bırakan halkımıza, halkımızın ferasetine senin huzurunda ne kadar dua etsek de yetersiz kalır!
Niçin dua etmeyelim, iktidarımızın farkını bilmeyen eşimiz dostumuz, çoluğumuz çocuğumuza bu kalburüstü farkı neden anlatmayalım? Şöyle bir bak geriye, yılların su gibi akışına karşın hizmet aşkıyla yoğrulan, sırf vatandaşı mutlu olsun diye gününü gecesine katan, yalnızca beş saatlik uykuyla ömrünü tüketen değerli hükümetimizin üyelerine! Ah ahhh! Şimdi kendimi parelemek, toz duman etmek istiyorum! Ah ahhh!!
Bir kez olsun İMF'nin kapısına gittiğimiz görüldü mü!? Bunca duble yolun sonsuzluğuna, Avrupa'nın eğitim düzeyini yerlere seren eğitim yuvası okullarımıza; konforun, lüksün simgesi hastanelerimize ve kuruş dahi ödemeden bir yakadan başka bir yakaya şıp diye geçmene vesile olan köprülerimize bak, bak da utan utan! Kim yaptı bütün bunları haaa, söyler misin? Biniyorsun arabana, depon ful! Mazot bedava, trafik yok; köklüyorsun gaza, yollar senin; kim tutar seni ha kim tutar?
Kira mı ödüyorsun? Diyelim ki ödüyorsun, kaç para ki kiralar? Sudan ucuz değil mi? Niye dert yanıyor, kime celâlleniyorsun? Ekonomiden sorumlu damadın varken onuncu, on birinci ekonomi paketlerin jet hızıyla sıralanırken sen hâlâ nankörlüğü neden meslek ediniyorsun!? Kork kork, korktuğun kadar da utannn! Gece başını yastığa koyduğunda sızlaması için bekleyen vicdan nöbetlerin var ya, onlardan da kork veya utannn!
Unutmadan söyleyeyim: gördünüz mü, hiçbir doğa katliamında adımızın geçtiğini? Kırılan bir dalda, solan bir yaprakta ismimize dair hiçbir iz mevcut mu? Biz demek, eşittir doğa demektir. Bir ağacın gövdesine çizik çekilse bizim bağrımız yanar, günlerce uyuyamayız! Ülkenin, tabiatın, atmosferin ve biricik çocuklarımızın geleceğini yıkan, aleyhte işleyen hiçbir sözleşmeye imza attığımızı gören, duyan oldu mu? Biz demek; siyanürün karışmadığı su demektir. Biz demek; zehre, atığa, kimyasal dünya ve algılara düşman olmak demekken ey siz Gezici takımı, Goomonist, sözde vatanseverler utanın utanınnn!
Bir kedinin kılına zarar gelse ertesi gün yasa bile çıkartırız! Hayvan haklarını hassaslaştıran kanunları biz yapmadık mı? Korkun korkun, Allah'tan korkun diyeceğim, ona da inanıp inanmadığından şüpheliyim! Ben haklıyım, çünkü on yedi yıldır hak yemeden yönettim seni! Kimseye muhtaç etmedim; mühendisini sevindirdim, öğretmenini atadım; yetmedi barajını yaptım, elektriğini, suyunu verdim; köylerin, dağların, derelerini korudum! Ben haklıyım; çünkü sana senden daha yakınım! Biraz geri çekilsem omzunda hissederim kendimi! Beraber yürürüz biz bu yollarda, yağan yağmur da cabası olur!
Engin Yeşilyurt
Çıkıyor mu batıyor mu?
Ağlıyor mu gülüyor mu?
Ölüyor mu diriliyor muyuz?
Türkiye nereye gidiyor? Bize neler oluyor? Ey bildiklerine inanan, inandıklarını gizleyen insan! Şöyle bir adım öne çıkar mısın?
Bize söyler misin Batı'ya Batılı olmanın utancı ve geri kalmışlığını yaşatan, bizi dünyanın en gelişmiş ülkesi yapan sebepler nelerdir?
Gidişatımızı iktidarın muhafız kalemlerinden okuyunca şahlanan, gıpta edilen, çağ atlatan, kişi başına düşen milli gelir oranı en yüksek ülkelerden olduğumuzu anlıyor; tarifi imkânsız gaflarımızdan sonra çok şükür bugünleri de gördük diyebiliyoruz! Neydi o eski tüp, margarin kuyrukları; karaborsa çarkına kapılan, vatandaşın çaresizliğini kötüye kullanan fırsatçılık, batırılan SGK'nin bıraktığı enkaz!?
Bizleri bu refah dolu günlere kavuşturan saygıdeğer hükümetimize binlerce kez teşekkür etsek de azdır! Ey yücelerin yücesi Tanrı'm; bizi Ak Parti hükümetinin eşsiz hizmetleriyle baş başa bırakan halkımıza, halkımızın ferasetine senin huzurunda ne kadar dua etsek de yetersiz kalır!
Niçin dua etmeyelim, iktidarımızın farkını bilmeyen eşimiz dostumuz, çoluğumuz çocuğumuza bu kalburüstü farkı neden anlatmayalım? Şöyle bir bak geriye, yılların su gibi akışına karşın hizmet aşkıyla yoğrulan, sırf vatandaşı mutlu olsun diye gününü gecesine katan, yalnızca beş saatlik uykuyla ömrünü tüketen değerli hükümetimizin üyelerine! Ah ahhh! Şimdi kendimi parelemek, toz duman etmek istiyorum! Ah ahhh!!
Bir kez olsun İMF'nin kapısına gittiğimiz görüldü mü!? Bunca duble yolun sonsuzluğuna, Avrupa'nın eğitim düzeyini yerlere seren eğitim yuvası okullarımıza; konforun, lüksün simgesi hastanelerimize ve kuruş dahi ödemeden bir yakadan başka bir yakaya şıp diye geçmene vesile olan köprülerimize bak, bak da utan utan! Kim yaptı bütün bunları haaa, söyler misin? Biniyorsun arabana, depon ful! Mazot bedava, trafik yok; köklüyorsun gaza, yollar senin; kim tutar seni ha kim tutar?
Kira mı ödüyorsun? Diyelim ki ödüyorsun, kaç para ki kiralar? Sudan ucuz değil mi? Niye dert yanıyor, kime celâlleniyorsun? Ekonomiden sorumlu damadın varken onuncu, on birinci ekonomi paketlerin jet hızıyla sıralanırken sen hâlâ nankörlüğü neden meslek ediniyorsun!? Kork kork, korktuğun kadar da utannn! Gece başını yastığa koyduğunda sızlaması için bekleyen vicdan nöbetlerin var ya, onlardan da kork veya utannn!
Unutmadan söyleyeyim: gördünüz mü, hiçbir doğa katliamında adımızın geçtiğini? Kırılan bir dalda, solan bir yaprakta ismimize dair hiçbir iz mevcut mu? Biz demek, eşittir doğa demektir. Bir ağacın gövdesine çizik çekilse bizim bağrımız yanar, günlerce uyuyamayız! Ülkenin, tabiatın, atmosferin ve biricik çocuklarımızın geleceğini yıkan, aleyhte işleyen hiçbir sözleşmeye imza attığımızı gören, duyan oldu mu? Biz demek; siyanürün karışmadığı su demektir. Biz demek; zehre, atığa, kimyasal dünya ve algılara düşman olmak demekken ey siz Gezici takımı, Goomonist, sözde vatanseverler utanın utanınnn!
Bir kedinin kılına zarar gelse ertesi gün yasa bile çıkartırız! Hayvan haklarını hassaslaştıran kanunları biz yapmadık mı? Korkun korkun, Allah'tan korkun diyeceğim, ona da inanıp inanmadığından şüpheliyim! Ben haklıyım, çünkü on yedi yıldır hak yemeden yönettim seni! Kimseye muhtaç etmedim; mühendisini sevindirdim, öğretmenini atadım; yetmedi barajını yaptım, elektriğini, suyunu verdim; köylerin, dağların, derelerini korudum! Ben haklıyım; çünkü sana senden daha yakınım! Biraz geri çekilsem omzunda hissederim kendimi! Beraber yürürüz biz bu yollarda, yağan yağmur da cabası olur!
Engin Yeşilyurt
Yayınımıza abone olun
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.