...HANIM SULTAN SANMIŞTIM

Vakti zamanında çok güçlü ve refah içinde bir ülkenin canı sıkılan bir hükümdarı varmış. 

Canı sıkılıyormuş, çünkü ülke güçlü, düşmanlar savaş açmaya cesaret edemiyor, refah dorukta, ülkenin vatandaşının geçim sıkıntısı yok…. 

Hal böyle olunca doğal olarak hükümdarın canı sıkılıyor.
Bir gün bu can sıkıntısı doruk yapmış olacak ki; 

‚Bana özürü kabahatinden büyük birini getirin, onu kese dolu altınla mükafatlandıracağım' demiş. 

Demiş, ve lafını unutmuş. 

Hükümdar unutmuş unutmasına da, vezir unutmamış.
Vezir de tam bu katıksız tiplerden. 

Aradan zaman geçmiş, bir gün hükümdar merdivenden çıkarken birden kıçına cimcik atıldığını hissetmiş. 

Refleks halinde eli kılıncına gidip kından yarı çekmesi ve dönmesi bir olmuş ki, bir de ne görsün;

arkasında duran tek kişi vezir ve pişkin pişkin sırıtıyor.

Hükümdarın sinirden dili dolanmış, başlamış

‚Bre,.. bre… Sen ne had ile…' demeye,

hemen kafası hafiften yana eğik, gözleri yere bakıyor ama fıldır oynuyor olan vezir aynı pişkin sırıtmaya devam ederek lafını kesmiş;

‚Af edersiniz hünkarım; Hanım Sultan zannetmiştim' diye…

Vezir kese dolu altını aldı mı almadı mı bilemem, ama Yavuz Selim Demirağ'ın serbest bırakıldıktan sonra

''Polisler beni bırakırken, 'bu kadar iş yoğunluğunun içinde yanlışlıklar oluyor' mealinde laflar söylediler." dediğini okuyunca bu hikaye aklıma geldi.

‚İmamların Öcü' kitabını yazarak cemaatin TSK'da teşkilatlanmasını deşifre eden adamın sabah, sabah evine git, eşi ve çocuklarının önünde Fetö'cüsün diye tutukla, bütün gün içerde tut, sonra ‚iş yoğunluğu, olur böyle şeyler' canııım…

Şaka gibi!
Yani duyan da, dünyanın bize gıpta ile baktığı lider ülke değil de Guy Ritschie filmi sanacak!

Gerçi şimdi Allah var,
TSK'nın lağvedildiği,
içeriye alınan Türk Subaylarının isimlerini bebek katilinin hazırladığı söylenen,
insanların senelerce suçsuz yere hapislerde yattığı,
işlerinden olduğu düzmece iftira davalardan sonra denen

‚Kandırıldık' tan sonra, …

'bu kadar iş yoğunluğunun içinde yanlışlıklar oluyor'… ciddi bir özür sayılır!

Bu vesile ile Yavız Selim Demirağ'a geçmiş olsun diliyor, haksızlığa uğrayan diğer isimlere de ‚iş yoğunluğu yüzünden yapılan hataların'(!) en kısa zamanda telafi edilmesini diliyorum.