KISKAÇ
Ve yine araya sıkıştırıldık…
Göstergelik bir ılık su hümanizmi ile kendi burnundan ötesini görmeyen goy goy milliyetçiliği arasında cebelleşip duruyoruz.
Oysa bu hayatta seçenekler çok nadiren iki ile sınırlıdır.
Mesela ya gebe olunur, ya olunmaz.
Biraz hamile olunmaz çünkü.
Bir nefs ya ölüdür, ya değildir.
Hatta ölüme salt biyolojik açıdan değil, felsefi açıdan yaklaşırsanız, koma veya benzeri durumlarda bile ölü ile diri arasında bir yerde olunduğu tartışılabilir.
Ortada olayı izah edebilecek en azından alışılagelmişinden fazla bir durum yokken, bayram seyran olmamasına rağmen baldızını öpen enişte gibi biri İzmir'de HDP binasına saldırıyor. Saldırıda ölen tek kişi ise iddialara göre anası yerine temizliği giden bir genç bir kadın.
Aslında olay bu haliyle bile her türlü provokasyona fazlası ile zemin hazırlamaya müsait;
‚Emperyalist faşo Türk Devleti tarafından ayrımcılık ve baskıya maruz kalmış Kürt halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı için sivil mücadele veren demokratik bir partinin binasında gariban anasının yerine temizlik yapmaya giden genç emekçi kız bir yobaz faşonun binaya silahlı saldırı yapması ile canını kaybediyor…(!)'
Hümanist damarlarının incindiğini düşünen bir kısım insanımız da, daha nedir, ne iştir diye araştırmadan ölen ‚emekçi kızcağıza(!)' ve ailesine taziye yarışına giriyorlar.
Olay bu haliyle bile kışkırtmaya yeterli ama yetmiyor demek ki, olaydan hemen sonra sosyal medyaya kızın elinde üstünde bebek katilinin resmi olan yaş pastalı resimleri servis ediliyor. İddia edilene göre resimdeki öldürülen ‚gariban emekçi kız(!)mış… Bu iddia ne kadar doğru (resimdeki kız öldürülen kız mı, yoksa ona benzeyen başka biri mi), bilemiyorum. Ama bununla da kalmıyor ve kızın ebeveynlerinin pkkcı demeçleri paylaşıyor. (Tekzip yoluna başvurulmadığına göre, iddiaların gerçek olma olasılığı yüksek)…
Bunun üzerine başka bir kısım herkesten fazla milliyetçinin yorumları ise alenen veya ima ile ‚oh oldu!'dan öte geçmiyor.
Yani saldırı ile kalınmıyor, birilerinin bariz bir ‚kaşıma' çabası söz konusu!..
Yani ezilip büzülüp ne kadar insancıl(!) ve demokratik ruhlu(!) olduğumuzu herkesin gözüne sokmaktan veya ‚gebersin kahpe(!)' şovenizminden başka bir bildiğimiz yok.
İlk önce şu genellikle kendilerini sol kulvarda ifade eden hızlı hümanistlere sözüm;
Ki bu sözü ölüm cezasını reddeden bir hukuk felsefesini benimsemiş biri olarak söylüyorum:
Kusura bakmasınlar ama ‚hümanizm' ile, ‚sol' ile, ezikliğin arasına çok ciddi bir fark vardır.
Sol veya solcu olmak, hepimizin inanç ve dünya görüşü ayrımı yapmadan hür ve bağımsız varlığımızın yegane garantörü olmakla mükellef olan devletimizin bölünmezliğine, millet olarak bütünlüğümüze, gölgesinde var olabileceğimiz, hepimizin atasının fedakarlıkla döktükleri kandan rengini alan ve egemenliğimizin simgesi şanlı bayrağımıza göz diken, hain bölücülere ve o bölücülere destek olanlara sahip çıkmak değildir.
Dolayısıyla yapılanın tehlikeli ve yanlış olduğunu 40 takla atmadan da gösterebilirsiniz.
Şimdi gelelim olay üzerine neredeyse bir yerlerine kına yakacaklara…
Ne oldu?
Baskın oldu, kız öldü, terör sorunu bitti mi?
Bu saldırı senelerdir kanayan yaramıza merhem oldu mu?
Bu mu yani?
Yahu ülkede neler oluyor, neler bitiyor, durup dururken bu iş nerden çıktı, hiç düşünmez mi insan?
Bakmayın herifin Bozkurt işareti falan yaptığına, sizce bu olay milliyetçi camianın işine yaradı mı?
Bir fayda sağlandı mı bundan?
Zaten bu fikri siyasi olarak temsil etmekle mükellef olan kurumun yönetimi doğrudan veya dolaylı gazetecilerin dövülmesine destek verirken, genel başkanı kabadayıların hapisten çıkmasını sağlayıp boy boy fotoğraf çektirirken hukuki açıdan tutulacak yeri olmayan bu olaya ‚oh oldu…' gibi yaklaşmanın kime faydası var?
Açılım döneminde Kurtlar Vadisinde çizilen ‚Şebek, sevecen(!) terörist' Muro ile başlayan ve Seloları bağlama çaldığından beri kendilerine çok ‚demokratik, hukuk sever, sivil toplumcu, insancıl' süs veren örgüt ve örgütün siyasi ayağı hdplilerin vıyaklamasına zemin hazırlamaktan başka ne işe yaradı bu saldırı?
Yoksa zaten zihinlerinde ‚Ülkücüler eli kanlı katil' önyargısı ile gezen fosillerin ve o fosillerden el almışlığı sol, halkçı demokratlık sananların ekmeğine mi yağ sürüldü?
Veya taziye üstüne taziye yayımlayarak herkesten çok insancıl olduğunu gösterenlere sormak istiyorum; belki kendiniz hdp'li pek sempatizanı olmayabilirsiniz, hatta gerçekten bölücülerden en az milliyetçiler kadar nefret edebilirsiniz, ama bu sergilediğiniz tavır ile haklı olarak hdp ve pkk'ya nefret kusan herkes için düştüğünüz konumu tahmin edemiyor musunuz?
Ülkenin içinde bulunduğu bu ortamda kutuplaşmanın artması kimin işine yarar, hiç düşünme ihtiyacı duymuyor musunuz?
Olay kim yaptı belli ama birinin aklına esip kafasına göre yaptığı bir olay intibası uyanmadı bende. Çok pis kokular geliyor…
Bir kere yapan herifin bir sürü elinde uzun namlulu silahlarla resimleri var. Bu kim de böyle resimler alenen yayımlayabiliyor? ABD hariç diğer hukuk devletlerinde yayımlayın bakalım böyle resimler, polis nasıl kapınızı çalıyor. ‚Manyak mısın' derler adama ‚sen kim oluyorsun?'
Sizin milliyetçi mi solcu mu olduğunuzla da ilgilenmez, çünkü onun tek bildiği böyle eylemlerle, hangi görüşten olursanız olun, toplumun huzurunu bozmaya meyilli olduğunuzdur.
Hadi onu da geçtim, hangi demokratik hukuk devletinde kafasına esen eline silah alıp başkasını öldürme hakkına sahip?
Devlet dediğinin Yasaması, Yargılaması, Yürütmesi olur…
Yasama kanun yapar;
‚Devletin ve milletin bütünlüğüne tehlike oluşturan örgütlere üyelik ve destek, devletin ve milletin bütünlüğüne kasteden girişimleri terörist olarak kabul etmeyenlerin siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu kurması suçtur, her ikisi de cezalandırılır' diye.
Yürütme bu yasa doğrultusunda suç işleyenleri takip eder tutuklar, Yargı da cezalarını keser…
Ama bir devlette bu kuvvetlerin ayrımı kaldırıldıysa her kuvvet tek odağa bağlandıysa, emin olun böyle görünüşte fevri olan eylemlerden birileri siyasi kar çıkarır. Onlar da genel de ‚Bizimle olmayan bize karşıdır' anlayışında olanlardır.
Yazının başında dediğim gibi;
Biraz gebe olunmaz.
Ama 3-5 oy fazla için ‚her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan' iktidarı daha bir kaç yıl evvele kadar ‚Meğri, meğri…' anıranlarla kol kola gezen, muhalefeti ise güney doğuda Kürtçe pankartla karışlanmayı yadırgamayan bir toplumun iki çıkmaz arasında kısılıp kalmaya mahkumdur.
Çünkü bu kıskaç milletin başına büyük felaketlere gebedir, ama diğer yandan da birilerinin siyasi rant ve çıkarını sağlar.
Bu tür olayları kim vurdu, kim vurulduya bakmadan evvel daha geniş kapsamlı değerlemek gerekir.
Bu açıdan bakarsanız, asıl suikastin İzmir hdp binasına değil, devletin hukuk devleti vasfına, demokrasiye düzenlendiğini görürsünüz.
Benim üzüldüğüm o,
yoksa bugüne dek vatana ihanet eden kimseye rahmet dilemediğim gibi, ihaneti destekleyenlere de dilemem.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.