POLİTİK HIRSIZ ve SIRADAN HIRSIZ
"Sıradan hırsız sizin paranızı, çantanızı, kol saatinizi, altın kolyenizi ve değerli eşyalarınızı çalar." Bu meşhur sözü hepimiz biliriz.
Bir de politik hırsızlar var onlar; sizin geleceğinizi, eğitiminizi, işinizi, mesleki kariyerinizi ve sağlığınızı umudumuzu hayallerinizi yarınlarınızı çalar.
Politik hırsız ufak tefek şeylerle yetinmez onlar bir türlü doymaz. Hırs küpüdür politik hırsızlar. Politik hırsız bilir ki fırsat elden gitti mi bir daha geri gelmeyebilir.
Aslında bu konuda şaşılacak bir durum yok. Bizim ülkemizde politik hırsızların oturduğu koltuktan kalkması neredeyse imkansız.
Peki nedir bunların özelliği?
Bir defa sıradan hırsız kimi soyacağını önceden seçer onu takip eder planını yapar ve harekete geçer. Fakat hangi politik hırsızın gelip sizi soyacağını, bizzat siz kendiniz seçersiniz.
Yani sıradan hırsız sizi seçerken politik hırsızı kendimiz seçiyoruz ve bu seçimin adına da demokrasi diyoruz.
Olayın en ironik yanı ise polis sıradan hırsızı takip eder ve yakalar.Fakat aynı polis politik hırsızı, gerektiğinde korur ve ona sahip çıkar.
Gelelim kendimize.
Şimdi göz göre göre lades olacağını bile bile politik hırsızları desteklemek onların peşinden gitmek nasıl bir mantıktır? Bu sorunun cevabını bulmadan başımıza gelen belalardan kurtulmanın imkanı ve ihtimali yoktur.
Şayet bakar kör değilsek bu gerçeği nasıl görmüyoruz?
Politik hırsıza benim partimden diyerek göz yummak nasıl bir bakış açısıdır?
Sıradan hırsızların çaldıkları belki tekrar yerine getirilebilir fakat politik hırsızın ahlâkınıza geleceğimize vurduğu darbe ciddi büyük hasarlar oluşturur.
Tek çaremiz arada sırada önümüze konulan sandığı iyi değerlendirmekten geçiyor. Benim partim anlayışını bırakarak dürüst adaya yönelmek ile kim bilir belki yarımızı kurtarır.
Sağ duyusu güçlü olan yüce Türk milleti bunu başaracaktır elbet bir gün.
DOĞAN AY
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.