YA UÇMAYI ÖĞRENECEĞİZ YA DA OTURUP AĞLAMAYA DEVAM

"Günlerden bir gün, bir Krala iki harika şahin hediye edilir. Kral, bu zamana kadar böyle ihtişamlı şahin görmemiştir. Bu değerli kuşları eğitmesi için bir şahin eğiticisi çağırır.

Aylar geçer, şahinlerden birisi gökyüzünde asil bir şekilde süzülerek uçuyor, ancak diğer şahin, üzerinde bulunduğu daldan geldiği günden beri bir türlü ayrılmıyordur.

Bunun üzerinde Kral, ülkedeki pek çok şahin eğiticisini seferber eder ama kimse bu şahini uçurmayı başaramaz.

Ülkede denenmemiş tek bir eğitici kalmıştır. Sonunda kralın emriyle o eğitici de saraya getirilir ve çalışmaya koyulur.

Kral ertesi gün uyandığında camdan bakar ve her iki şahinin de muhteşem bir şekilde uçtuğunu görünce gözlerine inanamaz. Koşar adımlarla eğiticinin yanına gider ve sorar;

'Nasıl başardın bunu?

En az 10 eğitici geldi başaramadı.

Sen nasıl yaptın?'

Şahin eğiticisi de cevap verir:

'Çok basit Kralım. Sadece kuşun üzerinde durduğu dalı kestim...'

Genellikle kendi düşünce yapımızın dışına çıkamadığımız için, istediğimiz yönde bir değişim gerçekleştiremiyoruz.

Böyle durumlarda, kalıplarımızın dışına çıkmak için üzerinde durduğumuz dalı kesmek gerekir.

İstediğiniz muhteşem uçuşu gerçekleştirebilmek için, kesin o dalı!

Başarmak istiyorsak dalda pineklemenin dışında çaba sarfetmeliyiz. Oturduğumuz yerden hedefe ulaşmak sadece hayal kurmaktır. Halbuki hayalleri gerçekleştirme yolu mücadele olmalı.

Bir dava ancak aksiyoner bir hareket olursa başarılı olur. Aksiyoner olmayan hareket algı operasyonuna açıktır ve başkalarının düşüncelerine göre hareket eder.

Dalında oturan şahin nasıl uçmayı öğrenemiyorsa bizler de ahkam keserek başarı elde edemeyiz.

Oturduğumuz dalı keselim ki hayallerimize doğru yol alalım. Yoksa ömrümüz o dalda oturarak geçer. Sonra keşkeler başlar. Yorulmadık mı keşke demekten? Beynimizde belleğimizde tutunduğumuz ne varsa sorguladık mı?

Başarılı olmak için adım attık mı? Milliyetçiliği hapsettiğimiz sloganlardan kurtarabilecek adımları atabildik mi?

Ortaya sosyal projeler koyabildik mi?

Yoksa bunları bir kenara bırakıp kendimize oturacak bir dal bulup oradan ahkam mı kestik?

Karar yine sizin.

Muhabbetle efendim.

Doğan Ay