AKIL DIŞI - GERÇEK DIŞI KONUŞMALAR
Akla ziyan sözler etmeye devam ediyoruz.
"Sağlıkta devrim yaptık."
"Onun için böyle iyiyiz" diyen mi ararsın, "Bizden önce Türkiye'de doğru dürüst ambulans mı vardı" diyen mi?
Acaba öyle mi?
Biz yaşadık, gördük, biliyor ve hatırlıyoruz da acaba öyle mi?
Güzelim Türkçe söylenişiyle "Cankurtaran" devrini de filmlerden biliriz de öyle mi?
Anlaşılıyor ki bu konuyu daha net sormanın zamanıdır:
Salgın günlerinde sağlık sistemimiz neden iyi çalışıyor?
Son yıllarda yaşadığımız iyileşmeden dolayı mı?
Daha net söyleyelim: Son yıllarda 5 kere beğenmeyip değiştirdiğimize ve salgın gelmese muhtemelen bir daha değiştirmeye çalışmamıza rağmen nasıl oldu da böyle iyi gidebiliyoruz?
Yoksa iyi bir altyapımız vardı da bunları değiştiremediğimizden dolayı mı iyi gidiyoruz?
Bunları doktorlarımıza, hocalarımıza sordum.
Dediler ki, son yıllarda sık sık sistem değiştirme bizi epeyce duraklattı.
Millî Eğitim'de olduğu gibi sağlıkta da bu kadar hızlı ve fazla değişiklik olmaz.
Tıp Fakülteleri, Üniversite Hastahaneleri, devlet hastahaneleri bu değişlikliklerden sersemledi.
Özel hastaneler öne çıktı.
Çok kayıp yaşandı.
Güven zayıfladı.
Önümüzü göremez hale geldiğimizi düşündüren çok şey oldu.
"Peki, bu güvensizlik ortamında gelen salgına nasıl iyi tepki gösterdik ve iyi de götürüyoruz? Bu konuda bir çelişki yok mu?" dedim.
Şunu da ekledim: "Yöneticilerimiz, sağlık sistemimiz sayesinde çok iyi gidiyoruz.. bizden önce sağlıkta herşey kötüydü.. biz hallettik.." gibi sözler ediyorlar, bunlara ne dersiniz?" diyerek bir bakıma sorumu açtım.
İşte dün, evvelsi gün yönetenlerimizin ettiği bu tür tuhaf lafların cevabı olacak sözleri bu soru üzerinden söylediler.
Dediler ki, "Eskiyi bilen, iyi yetişmiş, bir çok kriz yaşamış bir hekim ve sağlık ordumuz var. Dünyanın hayranlık duyacağı hocalarımız var. Onlar sayesinde herşeyi kenara bırakarak işimize odaklandık. Görüyorsunuz, Türk hekimleri, dünya hekimlerinden bir çok bakımdan önde olduğu gibi can pahasına işler görmekte de önde. Bu eski nesil bizi kurtarıyor. Sağlık Bakanlığı da alet edevat bakımından doğrusu iyi iş gördü. Ayrıca ilim adamlarına uydu. Bu birlik havasında güzel bir uyumla gidiyoruz.." dediler.
Daha çok şey konuştuk.
Polemiğe girilecek zamanda değiliz.
Onları başka ve uygun bir zamanda erbâbı yeniden tartışır.
Yalnız, yönetenlerimiz akıl dışı laflar etmemelidirler.
Bu dengeyi gözetmek zorundayız.
Bunları da bunun için yazıyorum.
Şunları hakîkati ifade için ısrarla söylemek lazım: Bugün sağlık konularında ne yapılıyorsa eskilerin önderliğinde yapılıyor.
Sağlık bakanımız dahil, kurduğumuz bilim kurulu'nda 2000'den sonra okumuş bir sağlık personeli yoktur.
Unutmayın! Türkiye, sağlık turizminde 20 yıl önce hızla ilerleyen ve tercih edilen bir ülkeydi.
(Bu ülkede mi doğru dürüst ambulans yoktu?)
Antalya'ya ameliyata gelen İngilizler başta Avrupalı hasta sayısını bugünküyle kıyaslamak lazımdır.
Şuna bakmanız yeter: Televizyonlarınızı açtığınızda karşınıza çıkan doktorların, sosyologların, psikologların hepsi eskidir.
Daha yeni yetişenleri görmedik.
Eskiden yetişmiş bu fedâkâr insanları kıracak söz etmenin zamanı değildir.
Eskiyi kötülemenin zamanı değildir.
Eski, sağlık bakımından alet bakımından bugünden daha geride olabilir.
Onda da bütün dünya öyledir.
Çünkü 20 yılda dijital sistem olağanüstü ilerledi ve ona göre bulunan-yapılan aletler vardır.
Hayat ve özellikle teknoloji hızla ilerliyor.
Evet, sağlıkta 20 yıl önce asla kötü değildik.
Dünyanın en iyileri arasındaydık.
İşte, herşeyden önce bunun için bugün iyi gidiyoruz.
Hükûmetimiz de teknik altyapıyı çok iyileştirdi.
Bu gerçekleri söylemek kimseye bir şey kaybettirmez.
Bunları tartışmanın zamanı değildir.
Politika yapmanın ve kendi yerini düşünmenin zamanı hiç değildir.
Bunları özellikle söylemek ve sağlık personelimize moral vermek mecburiyetindeyiz.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.