MUTLULUK HAKİKATEN BİR SEN, BİR BEN, BİR DE ÇOCUK MU?
Mutluluk nedir diye düşündüğünüz oldu mu? Olma ihtimali çok yüksek olsa da hadi birde birlikte düşünelim..
Mutluluk ile haz almanın çoğu kez karıştırıldığının farkında mıyız..
Denize, ormana velhasıl insanı mest eden bir manzaraya karşı oturup, sevdiğimiz yemekleri yediğimiz anlar kendimizi mutlu hissederiz. Değil mi?
Güzel bir ortamda, sevdiğimiz önümüze hazır gelen yemeklerden aldığımız hazzı mutlulukla karıştırıyor olabilir miyiz? Aslında yediğimiz yemekler değildir bize mutluluk veren. Bizleri mutlu edenler değişik ve güzel ortam ile ortamı paylaştıklarımızdır..
Bizler mutlu olduğumuzu hissettiğimiz anların fazla olmasını da mutluluk zannediyoruz. Her an mutlu olmak mümkün olabilir mi?
Mutluluk oyunu oynuyorsak veya çocuk saflığıyla bakabiliyorsak etrafa ve olaylara her an mutlu olabiliriz.
Mutluluk bir insanın hayatını anlamlı ve değerli görüp görmediğidir.
Üretiyorum ve paylaşıyorum; evlatlarıma, eşime, aileme, içinde yaşadığım topluma, ülkeme katkı sağlıyorum diyebildiğimizde hayatımız anlamlı ve değerlidir.
Hayatımız maddi ve manevi zorluklar içinde geçiyor olabilir. Çok da doğal. Hayat imtihanlarla geçiyorsa kolaylıkların yanında zorluklarda olacaktır. Az veya çok, kolay veya çetin... Ancak kendimizi değerli görüp anlamlı kılabiliyorsak, bu zorlu hayat bizi tatmin edecektir. Anlamsız bir hayat ne kadar konforlu olursa olsun bir süre sonra bizi mutlu etmeye yetmeyecektir..
Bu dünyadaki mutluluğu öbür dünyadaki ebedi mutluluğa ertelemekte hatalıdır diyebiliriz. Böylesi bir tercih hayatımızı anlamlı ve değerli kılmamıza engel olabilir..
Çünkü: Bu dünyada mutluluğu yakalayan tabii ki önce iç dünyasında, ahiretteki ebedi mutluluğuna da yatırım yapacaktır.
Mutluluklar.
Sevgi ve Saygıyla
Sevginaz Hamevioğlu
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.