Bugün sizlere uzun bir aradan sonra "kültür- sanat" temelinde fikirlerim ve düşüncelerimi yazmamda kaynaklık eden bir yapıttan bahsetmek istiyorum. Beş yıldır hemen hemen tüm kategorilerinde yazma imkânı bulduğum, bilhassa kültürün ve sanatın dostu Tahtapod blog sitesi sayesinde görüp okuma şansı bulduğum minik öykülerden, ders çıkartılması gereken yaşanmışlıklardan, durusu sadeliklerden...
Mazlumun, yoksulun hakkını yiyip
Her gün bu giysiyi kirlettin giyip
Yaptığın, ettiğin hırsızlık deyip
Osman mı zannettik Sülün biz seni?
Tartıya koymadan dün, geleceği
Hakikat zannettik sahte ölçeği
Depremi yaşatan acı gerçeği
Görmenin zamanı geldi geçiyor.
Zamanın en vahim noktası bugün
Saati çıkmaza kurduk, ağladık.
Akşamdan sabaha eriyip gün gün
İncelen umudu kırdık, ağladık.
Nedir bu yozlaşma, sorarım size
Türklerin diline n'oluyor bugün?
Atadan emanet değil mi bize
Kim artık dilini kolluyor bugün?
Gördüm ki yeniden kadim toprağı
Kan ile yoğurup kardılar ozan.
Daha dün yeşeren körpe yaprağı
Dalından koparıp kırdılar ozan.
Susun da öğrenin siz onu benden
Haklının hakkını korur mu, dersin?
Ne zaman bir adım yürüse önden
Mazlumun yanında durur mu, dersin?