BİLMEZDİM
ben çocukken
haberi yok sanırdım devletimin köyümden
vergi alırmış
asker alırmış
bilmezdim
tahtadandı dedemin merdivenleri
gıcırdasa korkar düşerdim
düşe kalka büyürmüş çocuk
düştükçe tanırmış zengini, fakiri, ezileni, ezeni
tanıdıkça büyürmüş
bilmezdim
Kore harbini bilmiş, kasketli, ak sakallı hacılarım
devlet "Yürü" demiş, yürümüşler
onlarda bilmezdi, bende bilmezdim
bizim köy neresi, Kore neresi
kimlerin yurduydu orası?!
kulağımın ardına sürdükleri esansı bilirdim
kokusu bakışları gibi buğulu
ama Kıbrıs'ı bilirdi bıyığı tütün sarısı amcalar
harita da bulabilirdik mesala, az şey değildi bu!
masal gibi dinlerdim yoksul ellerin yazdığı destanı
bilmezdim
neden hiç destan yazmaz yurdumun zengini
mantar toplardım halamın entaresine
kozalakların dibinde biten zehirli mantarlar!
çocuk aklı işte
zehir denince mantar gelirdi aklıma
bilmezdim zehirli fikirleri
zehirlenmiş beyinleri...
bal yoktu bizde yalayamazdık parmaklarımızı
tütün dizmekten kapkaraydı gariplerin elleri
ve gülerken bile ağlamaklıydı gözleri
türküleri bilirdim
ama bilmezdim hangisi Kürt'ün, hangisi Türk'ün
umurumuzda değildi zaten
aynı acı
aynı keder
türküler korkusuzdu
kafa tutuyorlardı beylere
"Yeter be yeter!"
cehaleti bildim
birde kul olmayı kalem tutan ellere
yollar sarp olmasaydı
ve kesmeseydi önümüzü devriyeler
bilirdik ilim Çin'de bile olsa almayı
Kürt, Laz, Çerkez, Yörük ne bilmezdik
küçük Türklerdik biz
"Büyük Türk ATATÜRK"
yedi düvelle cenk edip kurtarmıştı yurdu
ama ömrü yetmedi gelmedi ardı
halkı kurtaramadı uyanıkların elinden
Allah ömür verseydiii!
"Amerika' da neymiş peh, peh, peh!"
dize vurmalıydı o an
"Vade yetmedi tüh, tüh, tüh!"
düşe kalka büyür çocuk
büyüdükçe tanıdım, zengini, fakiri, ezileni, ezeni
biliyorum Anadolum
gün gelir onurumuza yediremeyiz türkülere saklanmayı
bir nara kopar yamacından
"Yeter be yeter!"
göze alır halkım türkü olmayı
Okan Kilit
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.