Diyarbakır Van derken acı haber bu sabah Elazığ'dan geldi.Şehitlerimize rahmet yakınlarına sabır yaralılarımıza acil şifalar versin yüce Rabbim.Bu kan bu kafayla durmaz. Pkk itleri ellerini kollarını sallayarak Fırat'ın doğusu batısı demeden geziyor. Kan emici bu teröristlere kim dur diyecek? Hergün şehit cenazesi hergün acı gözyaşı. Artık şehit haberleri dikkate bile alınmıyor. "Ateş ...
Diyarbakır, Van, Elazığı, Bitlis... Beyler aklınızı başınıza alın. Bu terör olayı değil görün bunu. Bunun adı kalkışma. Devlete karşı savaş. Adı ne olursa olsun bu artık savaş hali. Çözüm derken ülke çözülüyor. Meydanlara inenler demokrasi nutku atanlar neredesiniz? Selalar verilmiyor Türkiye'nin her yanında. Ne çabuk unuttunuz "söz konusu vatansa gerisi teferruat...
Bende gökyüzüne şiirler yazıyordum
kuşlar ölmeden önce!
mezarı kayıp öyküler iyi bilir
gri değil, beyazdı bulutlar
ulu ozanlara ilham verirdi
göğün mavisi
hala dillerde türküydü
Karacaoğlan'ın, Elif'e sevisi
"Siyaset uzun solukludur. Fevri karar ve çıkışlardan kaçınmak gerekir."
"Büyük ve köşeli laflar edip dönülemez noktaya gelmektense, sabredip soğukkanlı değerlendirmeler yapmak lazım."
"Duygusal kararlarla keskin çıkışlar yapmak yerine, istişare edip sağduyulu yaklaşmak en doğrusudur."
"Her dem yeniden doğarız, kim bizden usanası diyerek sürekli ayağa kalk. Hayal kırıklığına uğradığında, kaybettiğinde değil, pes ettiğinde yenilirsin."
…
Evet, bu ve benzerlerini çokça söyledim ve şimdi de diyorum ki;
Cümlelerimin üzerini çiziyorum.
Tıpkı hayatımın 35 senesinin üzerini çizdiğim gibi.
…
Ben sizden değilim.
Sizinle aynı fikri, düşünceyi, ideolojiyi, dünya görüşünü, ahlak anlayışını, hayat tarzını paylaşıyor olamam.
Siz ülkücüyseniz ben değilim. Siz MHP'liyseniz ben değilim.
İstediğiniz bu biliyorum. Utanılacak halinizle övündüğünüzü görüyorum. Öyleyse mutlu olun. Alın istediğinizi yapıyorum.
İlan ediyorum; sizinle ortak hiçbir noktamız kalmamıştır.
Şu anki duygu halimle çok şeyler yazabilirim ama uzatmayacağım. Sadece tanımayanlara, araştırmaya üşenenlere onlar için önemsiz de olsa o üzerini çizdiğim o 35 senenin kısa bir özetini yapacağım.
…
Ne korkunç bir şeydir, sevenin sevdikleri ile vuslatının ölüme bağlı olması!... "İkisini bir koyun mezara, benim yavrum korkar, korkar benim kuzum..." İşte böyle feryat etmiş annem. Doğru söylemiş! Evet korkar, hatta feryat eden annesi ve şehit babası da korkar.Seven için en korkunç şey değil midir ayrılık?Korku içerisinde dualar salınır gökyüzüne; "Rabbim beni sevdiklerime kavuştu...
Adımlar tutsaklığın, adımlar işkencenin habercisi. Tak tak tak tak tak! Haydar beyler anahtarını nezarethane parmaklıklarına vuruyor. Bu bir komut.Ayağa kalk! Mahkumların gözleri bağlı. Güç bela doğruluyorlar oturdukları yerden.Haydar beyler geriye dönerek tekrar vuruyor anahtarını demir parmaklıklara Tak tak tak tak tak! Bu ikinci komut. Çömel! Çömel – kalk, çömel – kalk...
Bazen bazı şeyleri ifade etmek çok zordur.İnsan 'lisan' denilen kavramın sınırlarını zorladığını hisseder.Yaşadığı duyguları, ızdırabı, sevinci tarif edebileceği kelimeler arar. O kadar yoğundur ki hisler, tarifleri için bilinen, kullanılan, alışılmış ifadeler yetersiz kalır.Bazen de öyle olaylar yaşanır ki, üzerilerinde yüzlerce kitap yazılsa, akademik çalışmalar yapılsa yeterli gelm...
1919 öncesinde Türk Milleti'nin içinde bulunduğu kötü durumu, kötü gidişatı hatta bir milletin yok olma ile karşı karşıya kaldığını bir tek Mustafa Kemal mi gördü? Mustafa Kemal Paşa'nın Atatürk olma yolundaki ilk adımı her ne kadar 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı gibi gözükse de pek tabi bunun öncesi de vardır. Kasım 1918'de işgal altındaki İstanbul'a gelişinden Mayıs 1919'da Samsun'a...