Almanya 1981'den beri Almanya'da yaşıyorum. Türk'üm, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım. İlkokul, lise ve yüksek öğrenimimi Almanya'da yaptım. Almancayı anadilim gibi konuşuyorum. Sonradan Almanca öğrendiğim için gerek imla gerek gramer kurallarını bir çok Almandan daha iyi biliyorum. Dolaysıyla iş yerinde Alman iş arkadaşlarım bir çok zaman yazışmalarını bana gelir kontrol ettirirler.Fra...
Geçtiğimiz 15 günün halk arasında en önemli üç meselesi Atatürk Havalimanı saldırısı, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili ve Osman Gazi Köprüsü oldu. Özellikle Havalimanı saldırısı sonrasında davul zurna ve şenliklerle açılan Osman Gazi Köprüsü pek çok yönü ile tartışmalar yaratmaya devam ediyor. Ağırlıklı olarak köprünün ekonomik yönünü anlatacağım ancak, son 14 yıllık AKP iktidarı dö...
Güneşin aşkıyla yandı kardelen
Evliyalar tuttu ak ellerini
Allah'ım kapına şehittir gelen
Ol Muhammed gibi sev güllerini
MHP'de muhaliflerin her girişimi, şu ana kadar genel merkez tarafından bertaraf edilmiş, boşa çıkarılmış görünüyor. Pek çok kimse için bu tesadüfi bir durum değil, aksine kuvvetle muhtemel bir sonuç. Bilhassa hukuki metinlerdeki boşluklar, yargının siyasallaşması, siyasi partiler kanununun demokratik olmayan yapısı, en başından genel merkezin elini güçlendiren silahlar. Muhalif isimlerin buna rağmen giriştikleri mücadele, her ne kadar meşru ve doğru ise de sonuç almaktan uzak bir mücadele yöntemi.
Aslında muhalifler bugün sonuç almaktan gittikçe uzaklaştıkları mücadelelerinde en büyük kaybı 1 Kasım gecesinde yaşadılar. Demokratik refleksleri gelişmiş ve günü okumasını bilen bir muhalif hareketin daha o gece sonuç almayı bilmesi gerekirdi. O gün alınamayan sonuç, kaçırılan tren, bir daha asla o kadar yakın bir ihtimal olamayabilir. O gece hesap kitap derdine düşmeden, bir refleks olarak bu reaksiyon gösterilebilirdi, ancak samimiyetsiz ve korkak siyasetçilerle, reisçilik oynayan reislerin beceriksizlikleri yüzünden bu fırsat kaçırıldı.
Nasıl hoşuma gidiyordu seni dinlerken söylediklerin,
Her konuşman bir umut,
Her sözün bir vaad,
Haykırışların vuslata isyan gibi...
Ya söz verişlerin...
Eski Yazı, Yeni Gündem... Sayın Devlet büyüklerimiz her zaman olduğu gibi son günlerde de siyasi deha ve merhamet duygularının nasıl büyük bir orantı ile birbirlerine alakadar olduklarını hepimize tekrar ispatladılar! Evet, söz konusu müstakbel 3 milyon yeni vatandaşmız... Nurtopu gibi 3 milyon nitelikli, yeni vatandaşımız daha olmasına ramak kala, ve gündemde bu vatandaşlarımıza TO...
Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.
Etilerden geri miyiz?
Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.
O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.
TARİH 11 TEMMUZ 1995,İNSANLIĞI VURDU UTANMAZ ELLER. 13 yaşındaydım tarih utanç içerisinde yüzünü kapatmıştı, olanları görmek istemiyordu. Bosna Hersek'ten bahsediyordu haber bültenleri, cansız çocuk bedenlerinden, başörtüsü parçalanmış gelinlerden, katliamlardan, ölümlerden… Henüz 13 yaşındaydım Bosna Hersek "Biz" demekti, Bosna hersek Türk'dü. Bıyığı tütün sarısı bir amca "Os...
EVE FARZ OLAN CAMİYE HARAMDIR !
2013'de başlayan bugüne kadar devam eden hem Arap baharı hem de Esad rejimi sonucu ülkemizde resmi 3 milyon, gayri resmi 6 milyon Suriye vatandaşı uluslararası statüye göre mülteci olarak Türkiye'de geçici ikamet etmekteler. Öncelikle başı darda olan hangi millet varsa Türkiye'ye gelmesi ecdadın bize bırakmış olduğu mükemmel bir hediyedir. Ev sahibi olarak bugüne kadar kaç para harcadıysak (Temel ihtiyaç olarak) feda olsun ama beyler bayanlar Eve farz olan Camiye haramdır!
(Suriyeli deyiminde Suriye Türklerini ayrı tutuyorum çünkü onlar Ata'dan vazifeliler orada)
Şimdi gelin bir karşılaştırma yapalım;
Bir Suriyeli genç Türkiye'de istediği üniversitenin istediği bölümünü sınavsız bir şekilde girip (Kazanmak değil çünkü bir şeyi kazanmak için fedakârlık gerekir.) bir yıl Türkçe dil eğitimi aldıktan sonra eğitim hayatına başlıyorlar daha sonra AB fonu üzerinden yurtdışı akraba Türkler topluluğu ile beraber 1.200 TL burs alıyor.(Türkiye'de asgari ücret 1.300 TL Ve açlık sınırı 1.500 TL)
Şimdi gelelim Anadolu çocuğuna...