Güzellik, yazlık bir sinemada gölge oyunu
Güzellik kışın soğuk bir gününde
Bardaktan içilen sıcak çayın son yudumu
Araba kullanmakta olan bir adam,yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. Körlüğü , başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük ,bir salgın hastalık gibi kente kentten bütün ülkeye yayılır öldürücü olmasa da tüm etik değerleri yok etmeyi başarır. Toplum görmeyen gözlerle cinayetlere , tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Kör olduk galiba. Gözümüzü hır...
Karadır dağların, yoğundur sisin
Dumanla yoğrulur yazın Zigana.
Batıdan doğuya yönelir sesin
Ulaşır Kaçkar'a sözün Zigana.
Dünyanın en büyük fedakarlığıdır sevmek..
Seni Seviyorum diyebilmek…
Sevmek kalbinden bir parçayı feda etmektir.
Canının yanacağını bile bile…
Sevmek, kendinden bir adım uzaklaşırken
Bir adım yaklaşmaktır sevdiğine…
Telif Hakkı
© Barış Atagün @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Herkes bildiği cevaptan taşlayabilir.
Soru 1: Neden, kimi zaman kaleme küser, yazamayız?
Cevap: Kaleme düşen sorulara, aklımızın verdiği cevap, kalbin eşiğini aşamadığı zamanlarda tek bir kelime bile yazamayız.
Yazamayızdan kasıt, harfleri bir satıra dizemeyiz değil, elbette.
Soru 2: Her konuda, canı istediği zaman, üşenmezse, oturup şakır şakır yazabilenler, yazdıklarını niye saklarlar ki?
Cevap; ilham perisinin vurdumduymazlığını biliyorlar demek ki.
Hangi temaya konacağı belli olmaz onun, ülkede kan gövdeyi götürüyorken, oturtur şehla gözlere methiye yazdırır adama.
Pek keyfine bırakmamak lazım.