Nene Hatun dersen beyazdır rengi
Kurşuna örtüdür güzde yemeni
Kara Fatma dersen siyahtır dengi
Patlayınca barut tozda yemeni
sıkıldım tekrar tekrar aynı şeyleri söylemekten
şiirlerimde tekrara düşmekten sıkıldım
çocukların bir kere de anladığı
koca koca adamların bir türlü anlayamadığı
mısralarımdan sıkıldım
ne demirci körükledi ateşi
ne de bir kurt çıka geldi dağın başından
ne tuhaf türküler bile sarmıyordu yaramızı!
"Arkamda dur yavrum" demiştin bir gün
Ben verdiğim sözün arkasındayım
Geçmişe bakarak ölsem de her gün
Senden kalan izin arkasındayım
Bir gün gönlün diler, ararsan beni,
Mektuba gerek yok, bağırsan yeter.
Üşürsen bedenim ısıtır seni,
Elini elime değirsen yeter.
Yaralı, ümitsiz ve çok yorgunum,
Sen garip kalbime saplanan oksun.
Yüreğim kanıyor, yanımda yoksun.
Bir şarkı söyleniyor
Sonsuzluk kıyılarında
Ruhumun en ücra köşelerine kadar
İşleyen tanıdık bir ses…
Tanıdık bir ahenk…
Hafızamın tüm kapılarına
Unutmayayım diye kilit vursam da
Çoğu kelimenin arka kapıdan
Firar edip kaçtığı…
Gizemli bir şarkı
Yankılanıyor kulaklarımda…
Telif Hakkı
© Barış Atagün @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Fikrim, yolum birdir benim,
Ne ondanım, ne de bundan.
Gideceğim serdir benim,
Ne ondanım, ne de bundan.
Telif Hakkı
© Barış Atagün @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
"Kars'ta bir yerel TV halkın arasına karışarak gündelik hayata dair röportajlar yapıyor. Muhabir, yaşlı bir amcaya mikrofon tutup soruyor; - Nasılsin dayı, eyi misen?- Sükür oğul, cani tasirem, eyiyem, coh eyiyem.- Halin, keyfin, sağlığın da eyi midir?- Eyidir, he, çoh eyidir.- Şehirden, hizmetlerden memnun musun?- Nasi söz!- Validen, kaymakamdan, belediye başkanından?- Hiç eyle olur? Bi...