Yobazlar vaciptir katli dediler
Ürktüm cehaletten korkum Alevi
Duayla semaha durdu Yediler
Üçlerden yol aldım Kırkım Alevi
sancılı gecelerde
hayalleri prangalı çocuklar
tedirgin uykusunda
söyleyin doğmasın güneş
gündüzler dünden karanlık
gözlerimi yüz yıl sonrasına çiviliyorum
dokunmasın bakışlarıma yasal eşkiyalar
tebessümüne gözyaşı değmemiş
bir vatan düşlemek istiyorum
tedirgin olmadan
Sen tutmalıydın
yüreğimi yakan bakışlarınla
buz tutmuş ellerimi…
şiirler anlamını yitirir
zamanın keşmekeşliğinde
"Suna boylum" ağıdı anlatır bizi
demli çay eşliğinde
ve ben her gece
evimin en fakir odasında
adı sanı unutulmuş şairler ile buluşuyorum
saltanata aldırmayan
mazluma saldırmayan şairler
kırık dökük mısraları toparlıyoruz
ben bu şiiri sana yazdım
gecenin sessizliğine başkaldıran bir çakmak gürültüsüyle
parçaladım ciğerlerimi
duman duman birikti gözlerimde dünlerim
ve nurdan halkalara bezendi
genç yaşımda kıydığım çocuksu heveslerim…
beni hatırlamasan da olur
toprak kokusu mutluluk vermiyor insana
ölümü hatırlatıyor çoğu zaman
her yenilgiden sonra, yeniden doğuşa bilenirken yüreğimiz
Bir anlık düş gibi gelip geçtiler
öyküleri kaldı dilimizde
rest çekip haram ellerin sunduğu huzura
ömürlerine helalinden kefen biçtiler
gül yüzleri Anadolu toprağında
istiklale gebeydi