Dün gece düşümde yine sen vardın,
Sesin duydum, koşamadım mihrinaz.
Taş duvarın arkasından bağırdın,
Çok yüksekti, aşamadım mihrinaz.
Kum saatinin aşkı;
Sen boş olan ben se dolu
Akardım tane tane doldurmak için seni,
Bir yanın dolarken diğer yanın boşalırdı,
Kulungaçlı tepelerde izdiham var,
İki davul, iki şan.
Ser gezmez uğrunda üç dal.
Ah ağrayan dizlerim,
Ve kendime itelediğim vuslat.
Sevgi tohumunu kurak sineme,
Ektim, bitsin diye beklemekteyim.
Elem sürmesini gözümde neme,
Çektim, gitsin diye beklemekteyim.
Yokluğunun soğuğuna alışamadım, alışılmıyor...
"Sensizlik ölüm" demiştin ya hani,
Gelemedim, gelinmiyor sultanım.
Yollar oldu kavuşmamıza mani,
Aşamadım, aşılmıyor sultanım.
Unutmak kapanmaz yara,
Unutmak bahtıma kara...
Unut diyorsun bana sebebsiz
Vefasız değilim, sende ara
Kan sızar düşlerimde niyetsiz
Unutmak kara, unutmak yara
Gelseydin,
Yıldızlar da gelirdi seninle
Öyle temiz bir bakışla
Gönüllere farklı akışla
Söylerdik türkümüzü
Yıldızlar da gelirdi seninle
Öyle temiz bir bakışla
Gönüllere farklı akışla
Söylerdik türkümüzü
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım