Türk Milletinin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Türk Milleti tarih sahnesinde o kadar derin izler bırakmıştır ki kimileri " Tarih, Türkler ile başlar. " şeklinde söylemiştir. İşte bu durum Türklerin binlerce yıldır tarih sahnesinde oluşu birçok bilim insanının dikkatini çekmiş ve Türk kelimesinin kökenini araştırma girişimlerinde bulunmuşlardır. Türk kelimesinin kaynağın...
Beyhudedir sitem sarı yaprağa
Yaprak sararmadan dal incinmiştir
Göklerin matemi bayram toprağa
Bulut ağlamadan yel incinmiştir
DEDİ Kİ: Sen çok değişmişsin, eskiden böyle değildin. Allah'ı kitabı bilen, ağzından kötü laf çıkmayan biriydin. Nasıl oldu da bu kadar küfürbaz oldun? CEVAP: Sen ve benzerlerin yüzünden olabilir mi? Şimdi zorla küfrettireceksin mesela. En son 18 yaşında konuşmuştuk ama sen de nasıl becerdiysen hiç değişmemişsin yahu! Beynini o yaşta dondurdun mu? Yoksa harddiskin 18 mb'lık mıydı senin? ...
Size bir kahramanlık hikayesi anlatmak istiyorum. Topçu Üsteğmen Mehmet GÜNENÇ'in hikayesini. Vatani görevimi yaptığım topçu tugayında bir kantine verilmişti onun adı. Onun hikayesi de bir ''Kurtkaya'' hikayesidir. Bu gün El-Bab'ta Rus atışının bir birliğimize ''yanlışlıkla'' isabet ettiği haberini görünce yeniden hatırıma düştü nedense, ve tüm gün ''Topçu zafer marşını'' mırıldanıp du...
Piri Reis: Doğrudur ama eksiktir Oğuz Han. Bölgede yaşayan halk kuşatma sırasında düşman kuvvetlere yardım etmiştir. Yardım etmekle kalmamış Ordugaha haberci gönderip boyunduruk altında yaşamaya devam etmek istediklerini bildirmişlerdir. Bende bunun cezası olarak askerlerime şehri yağmalattım ihanetin cezasını insaflı olarak uyguladım.
Kubad Paşa: Size o adanın alınması emri kim tarafından verildi Piri Reis? Bunları da anlatın kimin doğrudan emrini çiğnediğinizi anlatın? O adanın stratejik önemi çok büyüktür. Tarih boyunca İngiltere Portekiz ve biz Osmanlıların neden o adayı almak istediğini bilmez miydin? Adını verdiği Hürmüz körfezi İran anakarasına ok atımı uzaklıkta. Gücü zayıflayan Portekiz'in Müslüman tüccarlara kurduğu baskıyı ortadan kaldıracak ve Müslüman tüccarların rahat rahat Basra yolunu tekrar kullanabileceklerdi. Sağlayacağımız üstünlüğü ve adanın alınma emrini Bizzat Sultan Süleyman Han sana bildirmediler mi?
Telif Hakkı
© Serdar Demirtaş | tahtaPod.com - tüm hakları saklıdır.
BAŞLIK ATAMADIM CİBİLLİYETSİZLİĞE "Bu millet deyip duruyorsun da, bu milletin bir adı yok mu arkadaş?" diye diye gına getirdiler. Sonunda efendimiz lütfunu gösterdi ve milletin adını açıkladı: İslam milletindeniz! Eyvallah efendimiz! Lakin benim gibi bazı cahillerin kafası karışık: 1. İslam bir dinin adı mıydı, yoksa bir milletin mi? (Ümmetle millet birbirine karışınca, Atatürk "ulus" ka...
Alevi vay alevi yaktı aşkın alevi
Narına semah döndüm saza vurdu Alevi
Dar geldi oy dar geldi dünya cana dar geldi
Pir Sultanca haykırdım urgan ile dar geldi
– Referandumda evet demelisin. – Neden? Niçin? Niye? Ne mana baqımindan? – Çünkü her şey çok iyi olacak. – Nasıl? Niçin? Niye? Hangi qoni baqımindan? – Çünkü öyle. Sen 'evet' de, gör bak… * * * Buna, matematik ve mantıkta 'totoloji', Türk dilinde 'safsata' deniyor. Aynı literatürde biz muhalifler ise 'çelişki'yiz. Çünkü her zaman "P Λ P' " yani, "P ve P değildir" önermesi bir çelişkidir....
Bir zamanlar, üzerinde yaşayan insanların, zenginlikleri ile göz kamaştırdığı, kimselerin dilencilik yapmaya ihtiyaç duymadığı, bayındır ve güzel bir ülke vardı.
Ülkenin hükümdarı Ulus Şah, onun himayesinde ise yaşlı ve bilge bir vezir yaşardı. Ulus Şah, babasının emaneti bilge veziri yanından eksik etmez, onun görüşüne baş vurmadan hükmünü vermezdi. Bilge vezir sayesinde, yurt bayındır, insanlar huzurlu, hazine dolu olunca hükümdar rahat eder, onun sayesinde sorunlarla uğraşması gerekmezdi. Devlet işlerinin, kendine ihtiyaç duyulmadan çözüme kavuştuğunu bilen Şah, gece gündüz demeden yer, içer, eğlenir ve ava çıkardı.
Gel zaman git zaman, bilinesi tek gerçek ölüm gelip de yaşlı bilgenin kapısını çaldığında, yeni bir vezir seçmek gerekti. Memleketin dört bir yanında, makam ve mevki düşkünü yüksek yönetici kimseler, boşluk kabul etmeyen doğa yasasının kendileri lehine çalışmasını umarak içten içe ümitlenip dua ettiler. Sonunda devlet kuşu, içten pazarlıklı olduğundan, henüz ipliği pazara çıkmamış, Ulus Şah'ın nasıl olduysa güvendiği birinin omzuna kondu, sağlam pençeleri ile onu kavrayıp, vezirlik makamına kadar götürüp bıraktı.
Bu vezir, yeni görevine başlayıp da görevini layıkıyla yerine getirdiğine Şah'ı ikna edince, Şah eski rahatına ve umursamaz hayatına yeniden kavuşmuş, devlet işlerini boşlar olmuştu. Fırsat bu fırsattır deyip, vergi toplamakla görevli vekili yanına çağıran yeni vezir ona dedi ki;