bir varlıktan bir anlığa açılır pencereler
öyküler barındıran evlerin
eskimek bilmeyen o derin
bekleyişi
sessizliğin ayağında vurgulu cümleler gibi durur
ahşap kokusundan
Beni unuttuğun doğru mu yoksa?
Adımı andığın yokmuş öyle mi?
Tanımam demişsin karşıma çıksa
Verdiğin bir selâm çokmuş öyle mi?
yarım bırakılan bir kitaptı içimiz
ağzımızda biriken taşma ünlemi günler
bilemezsin geceleri
aptal eder insanı şuh karanlık
saçlarımda kopan salıncak
empatik saatler
Her gece bir meleğin yastığına dayanıp,
O ipek saçlarını koklayıp uyuyorum.
Gecenin ortasında tekrar tekrar uyanıp,
Üstü açık mı diye yoklayıp uyuyorum.
Ellerim üşüyor nerelerdesin?
Umudun renkleri bir bir solunca
Feleğim şaşıyor nerelerdesin?
Allı turnam buralardan göçeli,
Bağban kader gülizarı biçeli,
Aşk treni bu duraktan geçeli,
Hayli zaman olmuş, sorma arkadaş.
Verdiğin buseyi tende sakladım,
Bir türlü atmaya kıyamadım ki.
Duruyor mu diye bazen yokladım,
Tadına bir türlü doyamadım ki.
Aydın olur gecenin sabahı,
Sızlasa da geçer, geçmez değil...
Bir yetimin yerde kalmış ahı,
Yoklasa da geçer, geçmez değil...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
Bağımsızlık senin karakterindi
Ufkun öyle engin fikrin derindi
Hele Cumhuriyet alın terindi
Hakkını helâl et bize Ey Atam!
Ayağa kalkmanın sırasıdır tam!…