23 Haziran ve Ötesi
Yeni bir seçim..
.Belediye başkanı seçeceğiz İstanbul'a. Seçim belediye seçimi ama şehir, şehircilik, şehirlerimizin meseleleri yok gündemimizde. Hâlbuki; her türlü tabii tehdide karşı savunmasız, insani düzenlemeler yönünden eksik, altyapı problemleri, çarpık yapılaşma, her geçen gün azalan yeşil alanları ile gittikçe tabii yaşam enerjisi azalan şehirlerimiz birçok bakımdan çağın standartlarının çok gerisinde, üstüne üstlük çoğu borç batağında içinden çıkılması neredeyse imkânsız hâle gelmiş meselelerle boğuşuyor. Çare üretmesi ya da en azından bu yönde bir program ortaya koyması gereken taraflar (adaylar, partiler, stk ve benzerleri...) "dar alanda kısa paslaşmalar" ile zevahiri kurtarma derdinde...
Ülkemiz, 15 Temmuz 2016'da, din kisvesi adı altında örgütlen(diril)miş ve devlet içine sız(dırıl)mış dış destekli bir iç ihanet şebekesinin kalkışma girişimini milletimizin sağduyusu ve duruma vaziyet etmesi ile bertaraf etti etmesine ama çok acılar yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Ülkede benzer başka yapılanmaların varlığı ve bir şekilde devlete sızmaya çalıştıkları da herkesin malûmu. Şu hâlde niçin bu örgütlenmelerin üzerine gidilmez, sesleri kesilmez - hattâ hattâ, seçim dönemlerinde oy deposu olarak görülüp ziyaret edilir, yaygın medyada yer bularak görüş beyan etmelerine izin verilir, destekleri beklenir, el altından taleplerine karşılık verilir - anlayan varsa beri gelsin?..
Demek ki; amaç seçim kazanmak olunca, her yol mübah. Kimin hangi ihtiyacı ya da isteği - buna hakkı olsun olmasın - oya tahvil edilebilir ona bakılıyor. Sonra gelsin oraya yönelik vaatler. "Şehircilikle alakası ne, oy dışında getirisi ne, akla, mantığa uygun mu, belediyecilikle alakası var mı?.." diye soran yok nasılsa. Meselâ; öğrenciye burs vermenin, bedava internet sunmanın, dernek veya vakıf adı altında faaliyet yürüten kerameti kendinden menkul kuruluşlara yardım adı altında belediye imkânlarını peşkeş çekmenin ve benzeri birçok kalemin belediyecilikteki yeri ne ola ki? Yandaş kalabalığı gani, zaten "höt deseler de alkışlayacak "zöt" deseler de. Şehir bu işin neresinde? Bilinmez. Amaç o şehrin kaynaklarını ele geçirip yandaş yapılanmalara yem etmek olunca başka ne beklenebilir ki?..
Hâl böyle olunca meydan ipini koparanın arz-ı endam ettiği bit panayırına dönüyor. Bu kargaşadan da en çok iç ve dış hainler ve onların güdümündeki ihanet odakları yararlanıyor. Olan da memlekete oluyor.
Belediye seçimini "beka" meselesi hâline dönüştürmek ise bu akıl almaz hata(!)lar zincirinin son halkası ve en tehlikeli olanıdır...
İşte neticesi...
Yine ölçü kaçtı...
Yine her cenahtan çatlak (en hafif tabiri bu) sesler geliyor. Terör yandaşları seçimin ortasında cirit atıyor, cani teröristbaşı bir anda "milli ve yerli" sıfatı kazanıyor... Ekranlarda kendisine "akil" adam güzellemeleri yapılıyor.
O caniye "otur oturduğun yerde..." demesi beklenen yeni yetmeler - emre binaen - kendilerinin varlık sebebi olan koca koca insanları "ya kan kusturmak ya da tam susturmak..." tehdidiyle hedefe koyuyor...
Bir "vicdan kardeşliği..." çıktı ortaya meselâ. Kardeşlik güzel de, şu kardeş olmayı düşündüklerinizde o "vicdan" mevcut mu diye sorarlar adama...
İşin garibi herkes kendini yerli, milli ve vatansever diye tarif ederken, karşısındakini terör ve ihanet çeteleriyle işbirliği içinde olmakla suçluyor...
Daha da garip olanı hepsinin de arka planda bu ihanet şebekeleriyle öyle ya da böyle bir bağlantıları olması ve el altından gizli pazarlıklar yürütüyor olması...
Tescilli hain oğlu hainleri bile "benim hainim - senin hainin" ekseninde sahiplenir olduk göz göre göre. Emin olun arka planda aptallığımıza gülüyorlardır keyifle. Niye gülmesinler ki tıkır tıkır işliyor bütün planları. Her tarafta yaptıkları gizli-açık pazarlıklarla neler kazandılar, ne sözler aldılar kim bilir?..
Anlayacağınız tam bir akıl tutulması yaşıyoruz...
Bu şartlar altında yapılacak seçimden hayır gelmez. "Pislik içinde bırakılmaya..." koşar adım gidiyoruz...
Allah(cc) sonumuzu hayretsin diyeceğim demesine de nasıl? Orası meçhul...
Beka nerede?...
Milli şuur nerede?..
Ahlâk nerede?..
Türk'ün töresi nerede?..
Anlayana...
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.