NÜKSEDEN HASTALIĞIMIZ: RADİKAL İSLAM
Ülkemizin kuruluş yıllarından itibaren kimi zaman amorf kimi zamansa düzenli kitleler halinde kendini göstermiş radikal islam ve radikal islamcıların maceraları güneş ışınları gibi ayan beyan ortada olsa da hala büyük bir ciddiyetle bu tehlikeyi görmezden gelmek isteyenlerle doluyuz.
Radikal islamcı güruhun ve çevrelerinin kendi yapılarını savunmasından bahsetmiyorum elbette.
Hiç alakası olmamasına rağmen özgür ve modern dünya,fikirlere sınırsız özgürlük gibi değerlere inandığını ''iddia'' eden lümpenin daniskası lakin kendilerini aydınlık zamanın bekçileri gibi gören sözde aydın,bürokrat,siyasetçi takımından bahsediyorum.
Klişe gibi gelecek biliyorum lakin bu güruha hatırlatmakta fayda var bu insanlar gücü tamamı ile eline geçirirlerse senin o pırıl pırıl ve aydınlanmış olduğunu iddia ettiğin kafanı büyük bir iştahla koparacaklar sen hala ama onların hak ve özgürlükleri,bireylerin eşitliği manzumesi lakırdısındasın.
İlkokulda öğretilen,özgürlüğün ancak başkalarının özgürlük alanına müdahele etmediğin sürece özgürlük olduğu kavramını hala öğrenememişsin.
Radikal islam bildiğimiz İslam anlayışıyla hareket etmez bedeni tarikat beyni şeyh-şıh-lider kılıcı müritlerdir.
İslam ve Kuran-ı Kerim önem listesinde son sıralardadır.
Tarikatın şeyhinin direktifleri,düşünceleri,bulguları her zaman ilk sıradadır,her zaman güçlü olmak ve menfaat yapısını dik tutmakla mükelleftirler.
Nüfuz yapılarına göre uluslararası bağlantıları vardır bir çoğu kuruluş aşamasında gerek maddi gerekse mental olarak uluslararası ya da ulusal servislerden bazense kliklerden büyük destek görmüşlerdir.
Bir çok holding patronu hiçbir desteğini esirgememiştir.
Bir çok bürokrat arkalarında durmuştur.
Bir çok siyasi sahip çıkmıştır.
Zaman geçmiş holdingte kendileri olmuş bazı siyasileri ve bürokratlarıyla kendi müritlerinden oluşan bir yapıyı kurmayı başarmışlardır.
Bu yapıların hedefleri kendilerinin nüfuz sahibi olduğu sistemlerdir.
Temel prensipte şeriat isteriz,halifelik isteriz deseler dahi kendilerinin nüfuz ve güç sahibi oldukları her sistemde yer almaya razıdırlar.
Kendilerinden ya da kendi fikriyatlarına yakın başka bir radikal yapıya mensup olmayan,destek vermeyenler kafirdirler ve ''uygun ortam yaratıldığı'' takdirde kafiri yapılarına katmak için müdahil olmak,davet yapmakla görevlidirler.
Bazı radikal gruplarda ise davet sadece ışık gördükleri kişilere yapılır kalabalıkların çoğu kafir olarak kabul edilir.
-Peki herkes zaten bizi bir yerlere davet etmiyor mu?Onlarda ''tebliğ'' yapsalar ne olur?
Biz çok mu hoşgörüsüz insanlarız,onlar da birey değil mi,hakları yok mu,nerede düşünce özgürlüğü?
Öncelikle İslam peygamberinin söylediği ''iddia''edilen hadisi ve hadisin geçtiği olayı kaynaklarıyla beraber belirtelim (ki muhtemelen gerçek olmayan hadislerden biri olan)
''Hz. Halid bin Velid'i dört yüz mücahidle Yemen civarındaki Necran'da oturan Haris bin Ka'boğullarına gönderdi.(İbni Hişâm, Sîre, 4:239; İbni Sa'd, Tabakât 1:339; Taberî, 3:156)
Resûlullahın Halid bin Velid'e emri şöyleydi:
"Onları üç gün İslâma dâvet et, icâbet ederlerse, gerekeni yap. Şayet icabet etmekten kaçınırlarsa onlarla savaş!"(İbni Hişâm, Sîre, 4:239; İbni Sa'd, Tabakât, 1:339) ''
Söylendiği rivayet edilen bu hadis radikal islamcılığın yapı taşıdır!
Oysa İslamiyet'in temel kaynağı Kuran-ı Kerim şöyle der
Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.
Bakara 256.Ayet
Ancak unutulmamalıdır ki Radikal İslam rivayetlerden ve çıkar ilişkilerine uygun düşecek tüm kaynaklardan beslenir.Onlar için önemli olan yapıyı ayakta tutmalarıdır.
-Peki bu insanlar bize saldırıp öldürmüyorlar kendi bölgelerinde,evlerinde,kurumlarında yaşıyorlar niye düşüncelerini suçlayalım ki?
Bu insanlar güçlerinin yettiği her yerde,güçlerinin yettiği her türlü zulmü uygulamaktadırlar.
Şimdilik kendi habitatlarında ahkam kesen,emirler veren bu güruh ne kadar güçlenirse etki alanları ve devlet kurumlarını yönlendirme oranı o kadar artacaktır.
Mesele sen sarık giy o şort giysin meselesi değildir.
Mesele o şortu giyersen o sopayı da yersin meselesidir.
Bunun çeşitli örneklerini hepiniz gördünüz,kimi zaman hakaretle sınırlı kalan,kimi zamansa şiddete dönüşen bu tavırlar Radikal İslamın amiyane tabirle gıdıklamalarıdır.
Önüne geçilmediği takdirde güçlenmiş ve bloklaşmış hale gelen güruhların neler yapabileceğini görmez ve bugün buna itiraz etmezseniz yarın yapacak çok az şey kalmış demektir.
Türk binlerce yıllık geleneği,tarihi yapısı ve karakteri ile bu yobazlığın karşısında durmaya muktedir olmalıdır.Kim olduğunu hatırlamak bu yoz zihniyetin karşısında durmasına yeterli olacaktır.
Türk çocuğu ailesinden başlayarak kim olduğunu öğrenmeli,neyin karşısında durmak zorunda olduğunu bilmelidir.Asıl vatan sevgisi herkesin kardeşçe yaşayabileceği çağdaş bir ülkenin özlemiyle hareket etmekten geçer.
Saygılarımla
Emrah Birgül
Dipnot: Aşağıdaki kımıl zararlıları size Radikal İslam hakkında ufak da olsa bir fikir verecektir.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.