Osman Karatay’ın Büyük Türkçülüğü
Yakın zamanda benden bir yazı isteyen bir yayın kurumu ile aramızda, Osman Karatay'ın büyük Türkçülüğü ile ilgili bir konu, daha doğrusu bir tartışma geçti. Oraya bilgi için hazırladığım yazının yayımlanmayı hak ettiğini düşündüğüm için sizlerle paylaşıyorum.
Günaydın. Bilgi ve belgesiz konuşmayayım. Eldeki bilgiler: https://www.iz.com.tr/osman-karatay
Bu 2006da kalmış ama memleketinden dolayı daha ayrıntılı. Aşağıdaki badem bıyıklılara bak:
Bunlar öyle dedikodu, kulaktan dolma neyim değil; hâlâ internette bulunabilen ve yalanlayamayacağı bilgiler.
(Son büyük İzmir depreminden sonra sosyal medyasında "Keşke 2013ten önce tanıdıklarım hepiniz ölseniz" gibi bir durum paylaşmıştı. 2013ten önce tanıdıkları onu "netöcü" olduğunu biliyor tabi. O ekran görüntüsünü de buraya koymak çok istiyordum ama bulamadım. Diğer yandan, konuyu uzatmamak açısından daha bu konu ilk geçtiği gün bugün bu metni göndermeyi düşündüğüm için beklemedim. Ama borcum olsun, o ekran görüntüsünü bulur bulmaz göndereceğim; söz).
Dahası mı?
Tarihçiliği konusunda:
Dergiye son gönderdiğim yazıya bakmaya zamanın olursa, orada Türkçe'nin ilk özünün oluştuğu yerle ilgili bilgi var. Karatay bu konuda ne demiş?
İki kitabı var. Birincisi 2003 yılında yayınlandı:
İran ile Turan: Hayali Milletler Çağında Avrasya ve Ortadoğu (2003)
İran ile Turan - Eskiçağ'da Avrasya ve Ortadoğu'yu Hayal Etmek (Osman Karatay) Fiyatı, Yorumları, Satın Al - kitapyurdu.com
Bu kitapta, İki boyun bir arada yaşamasının imkansız olduğu Altay çevresini değerlendirince benzeri bir gerekçe ile düşünüp Türk'ün ana yurdunun Van Gölü ile Urmiye Gölü arasındaki bölge olduğuna "karar verdiği"ni yazıyor. Bak, o Altay sırtının KB-GD uzunluğu yaklaşık 1500 kmdir. Genişliği ise yaklaşık 500 km. Çevresindeki düzlükler, akıl almaz genişlikte. Herifçi oğlu oraya iki boyu sığdıramamış, getirip Türk'ün ana yurdunu "Hakkari"ye yerleştirmiş (pardon, karar vermiş). Bütün Türk tarih ve kimliğine sövmenin daha ustaca kaç yolu olabilir ki?
Lafı uzatıyotum. Buradan ayrıntılı bilgi edinilebilir:
Bundan 19 yıl sonra (2022) "Türklerin Kökeni" başlıklı şu kitabı çıkardı:
Türklerin Kökeni (Osman Karatay) Fiyatı, Yorumları, Satın Al - kitapyurdu.com
orada şöyle yazıyor:
Geleneksel bilim düşüncesini sorgulayarak, yorumları değil kaynakların kendini okuyarak ve bütün dünyanın aksine batıdan doğuya doğru bakarak yepyeni sonuçlara ulaştı.
· Türk anayurdunun bugünkü Başkırdistan çevresinde olduğunu gösterdi.
· Çok söylenen ama çerçevesi kurulamayan Sümer bağlantısını bu bölge üzerinden kurdu.
· Ergenekon hadisesinin tarihlemesini ilk kez o yaptı.
· Karadeniz kuzeyindeki Türklüğün eskiliğini yine ondan okuduk.
· Oğuz Han'ın doğuda yaşamış bir Hun değil, batıda yaşamış bir Saka kağanı olduğunu gösterdi.
· Macarca ve Moğolcanın Türkçeyle ilgisi konusunda hakim görüşlerin zayıflığını ortaya koydu ve Avrasya'nın eski çağlarıyla ilgili başka yanlışları ifşa etti.
Bak sen, her şeyi de biliyor. Neler neler ifşa etmiş. Onları da oturduğu yerden mi yapmış? Biz gençlere "bugünden bakılarak tarih yazılmaz" diyoruz, ama işin profesörü...
Kabul, bir araştırmacı bir konu ile ilgili yeni bilgiler elde edip görüşünü değiştirebilir. Ama 19 yıl aralı iki kitabın ikisi de piyasada ve özellikli ikincisinde, birincisindeki düşüncesini neden bıraktığıyla ilgili bir açıklama yok. Kanıt ise önceki kitapta olduğu gibi; üstünde oturuyor.
Her gün kelem gibi sarışın, mavi gözlü tiplerin resimlerini paylaşıp, Türk ana yurdunu Ural dağının güneyine yerleştirme gerekçesini pekiştirmeye çalışıyor. Anlaşılan, aynaya da pek bakmıyor.
Şimdi bu tarih profesörü "Türkçülük mücadelesi veriyor" öyle mi? Kendi popülerliğinden başka derdi olmayan bu sefaleti isteyen istediğini yapabilir.
Atsız mı? Bana ne! Geçen gün Almanya'da yaşayan arkadaşıma da yazmıştım. "Benim kendimi tanımladığım tek -ci "metalci"dir. Ötesini kim Atsızcı takılıyor ise o düşünsün.
Sonuçta, fetöcü ya da değil, Atsız karşıtı ya da değil, tarihçi ya da değil. Herkes seçimini belirledi; ben de belirledim. Adımın bu herifinki ile aynı yerde geçmesini istemiyorum. Bu kadarına hakkım olsa gerek.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.