SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ TÜRKMEN YERLEŞİM YERİ HALEP
Enkaz Altındaki Tarih
Kuzey Suriye'nin en önemli şehri ve kendi adını taşıyan ilin merkezi olup Anadolu'dan Mezopotamya'ya ve Akdeniz'den İran'a giden ana yolların kavşak noktasında kurulmuştur. Bu dikkat çekici coğrafî konumu dolayısıyla kervanların uğrak yeri olmuş, bunun sonucunda ticaretle zenginleşip medeniyette yükselirken sık sık aynı yollardan sefere çıkan orduların tahribatına ve yağmalarına mâruz kalmıştır. Şehir, Eskiçağ tarihinde taşıdığı önemi coğrafî konumu kadar fırtına tanrısı Adad'ın kült merkezi olmasına da borçludur.
İlk olarak milâttan önce III. binyıl çivi yazılı Akkad tabletlerinde Halaba ve Halman/Halwan şeklinde adına rastlanan Halep'in milâttan önce XVIII. yüzyılda Yamhad Krallığı'nın başşehri olduğu görülür. Halep, daha sonra Anadolu'da kurulan Hitit Krallığı'nın eline geçerek bu devletin imparatorluk döneminde en önemli eyalet merkezlerinden birini oluşturdu; imparatorluğun dağılmasından sonra da Halpa Krallığı adıyla müstakil bir Geç Hitit devleti haline geldi. Milâttan önce IX. yüzyılın ortalarında Asur İmparatorluğu topraklarına dahil olan şehir yavaş yavaş önemini kaybetmeye başladı. Pers hâkimiyeti sırasında ise sadece tanrı Adad sebebiyle hatırlanan küçük bir yerleşim merkezi durumuna düştü. Ancak Helenistik dönemde Suriye Kralı Seleukos Nikator (m.ö. 305-280) tarafından Grek mimarisine uygun yeni bir planda imar edilmesiyle eski önemine kavuştu ve Beroia adını aldı. Bu dönemde şehrin imarına vesile olan tanrı Adad'ın da Halep Zeusu adıyla anıldığı görülür. Halep Romalılar zamanında büyümesine devam etti ve kalesi de kutsal mekânları barındıran bir akropol haline geldi. Bizanslılar zamanında ise çok sayıda kilisenin bulunduğu bir Hıristiyanlık merkeziydi. Şehir bugün de başpiskoposluk ve Mârûnî piskoposluğudur.
Şimdi Suriye'nin en büyük kenti olan Halep, bugün iç savaşın yarattığı enkazın altında. Son 10 yıldır hem Suriye coğrafyasıyla kendi 7 coğrafî bölgemiz kadar haşır neşir olduk hem de milyonlarca Suriyeli ile nerdeyse yekvücut olduk. Kültürel coğrafyamızın doğal uzantısı olan topraklarda nasıl bir tarihî akış olduğu ve bunun bizim tarihimizle ne kadar paydaşlık içerdiği hususu .Enkaz devralmak Suriye ordusu kısa süre önce Halep'in tamamında kontrolü sağladı. Muhaliflerin ve sivillerin kentten tahliyesi sürüyor. Dünyanın tarihen en zengin şehirlerinden olan Halep'in ne zaman ve nasıl yeniden inşa edileceğiniyse zaman gösterecek.
Türkiye için en uzun kara sınırı (911 km.) ve en fazla sınır kapısı (13 adet) anlamına gelen Suriye ile nehirlerimiz ve dağlarımızdan mutfak ve müzik kültürümüze kadar bolca ortak yanımız var. Dolayısıyla bu tip çalışmalar aynı zamanda bu ortak yönleri de pekiştirici bir mana taşımaktadır. Bu güncel girizgâh akabinde bölgenin geleceğinin aslında tarihî derinliğiyle irtibatlı olduğunu söylemek gerekir. Bu tarihsel altyapıyı Türkmen yerleşim yerlerini özne alarak irdelemek de bu gelecek planlamasında muhtemelen bir veri teşkil edecektir. En azından Türkmen, Türkiye ve Kuzey Suriye ya da Suriye'nin kuzeyi tanımlamalarının korelasyonu/bağıntısı hakkında fikir verecek çalışmalara olan ihtiyaç gün geçtikçe daha da artar bir hâl almaktadır.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.