KAMUTAY-SAYLAV

Bazıları sayılarla uğraşmayı sever, bazıları şekillerle. Kimileri çiçeklerle böceklerle… Herkesin bir ilgi alanı vardır işte. Sayılarla uğraşan bir öğrencim vardı. Üçüncü sınıftayken, üç basamaklı sayılarla iki basamaklı sayıları 3, 2 daha 5 eder; der gibi çarpardı. Bunu nasıl başardığını sorduğumda; "Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama geceleri uyumadan önce sayıları düşünüyorum." demişti. Demek ki yavrucak işlemler arasındaki ilişkiyi keşfetmiş, açıklayamadığı stratejiler geliştirmişti kendine göre. O çocuğum, ODTÜ mühendisliklerinden birini bitirdi.

Benim ilgi alanlarımdan biri de kelimeler… Her ne kadar uyumadan önce kelimeleri düşünmesem de kelimelerle uğraşmayı severim. Etimolojisini, semantiğini çok merak ederim.

Eski yeni, eğer bir kelimeye kafam takılmışsa, kendimce ikna oluncaya kadar araştırırım. Doğru ve yerinde kullanmak benim için önemlidir. Bu uzun girizgahtan sonra sadede gelecek olursam, yeni kelimem SAYLAV! Daha önce duymuş muydunuz? Ben duyduysam da hiçbir şekilde bende iz bırakmamış ki bağlamdan çıkarmak bana yetmedi, araştırdım.

"Milletvekili" nin eş anlamlısı…

Çağatay Türkçesindeki "say" dan türetilmiş. Say; önemsemek, değer vermek...Günlük yaşamda çokça kullanırız, "saygı, saymak"ta olduğu gibi. Hani deriz ya "Ben onu çok sayar, severim." veya "Onu hiç saymıyorum."

Bir dönem bu sözcük kullanılmış. Adalet Ağaoğlu'nun "Ölmeye Yatmak" adlı eserinde geçiyor. Cumhuriyetin ilk 15 yılından sonraki dönemi anlatırken.

Güzel sözcük "saylav" ama uymamış demek ki, oturmamış bizim saylavların üzerine. Dar mı geldi, bol mu geldi bilinmez, "milletvekili" ne dönüşmüş. Belki de halk tarafından benimsenmemiştir.

İyi olmuş iyi. Saylav, bazı isimler gibi taşıması ağır bir sözcük. "Sayılan, değer verilen, önemsenen"

Vekil ne demek? Aslının yerine bakan. Biz seçtik onları vekil diye. Her ne kadar bazıları efendimiz gibi davranıyorlarsa da bizim vekilimiz sonuçta. Bir de "saylav" adıyla devam etselerdi havalarından geçilmezdi hani.

Saylav demişken, bir de "kamutay" vardı.

Kamutay'ın parlamento karşılığı olduğunu bilirdim çocukluğumdan beri. Bir şiir vardı, Kemalettin Kamu'nun sanırım. 23 Nisanlarda okuturdu öğretmenimiz. Bir yerinde:

"Kamutay bugün doğdu, karanlıkları

boğdu." diye bir dizesi vardı.

Kamutay ne zaman kullanıldı, ya da hiç kullanıldı mı bunu bilmiyorum. Biraz araştırdım, ama net bir bilgiye ulaşamadım.

...

Kamutaydan, saylavdan bu kadar söz edip de onlara bir mesaj göndermemek olmaz!

Kamutayın Sayın Saylavları,

Artık "milletvekili" olduğunuza göre;

Okuyanla okumayanı, bilim insanıyla, normal yurdum insanını, beyaz yakalıyla mavi yakalıyı, bir kefeye koyanlara duvar gibi direnin diye seçtik sizi. Gerçi, Bor'un pazarı geçti de Niğde'ye doğru yol alırken vekilimiz olduğunuzu unutmayın.

Şimdi nasıldır bilmiyorum ama bir zamanlar ceylan derisi olduğu söylenen turuncu koltukları vardı meclisin. O köprünün altından çok sular aktı tabi. Eğer gerçekten ceylan derisi idiyse bari o doğa katliamının hatırı için şimdi oturduğunuz koltukların hakkını verin.