Renkleri pek bilmem aslında, deniz mavi, yaprak yeşil, çiçek dediğin de kırmızıdır benim gözümde. Ha, bir de göremediğim, bana hiç pas vermeyen her şey siyahtır katran gibi, Allah ne verdiyse üzerime boca eden beyazı da anamdan emdiğim helal süt hatırına bilirim, o kadar. Hiç bir enerjiye yuva olamadığında beyazlaşarak ıssızlaşır insanoğlu, kendi öz...
Bir küçük yavruyum, adımı bana
Sorarlar bilmem ki bilmem ki derim.
Olmayan evimi, çatımı bana
Sorarlar bilmem ki bilmem ki derim.
2011'de vizyona giren ve o zamandan beri farklı bir alt kültürün oluşmasına zemin hazırlayan Kaybedenler Kulübü filminin, bütünüyle gerçek bir hikayeden hareketle çekildiğini yakın zamanda öğrendim. Mağaradan yeni çıktım, kabul ediyorum hehe. 1990'lı yılların sonunda başlayan bir radyo programından nasıl bu kadar hikaye çıkabileceğini düşünürken filmi tekrar alıcı bir gözle izlerken buldum kendimi. Çünkü film kurmaca olmak için kabul edilebilir fakat gerçek olmak için fazla tuhaf bir filmdi. Aldım elime yeni defterimi, gördükçe not almaya başladım. Gördüklerim gözüme battıkça battı, adeta bir kıymık gibi yürüdü beynime kadar gitti, böyle bir yazıya dönüştü.
Gittin; Şimdi bir koca boşluk arkanda... Daha gidilecek sahiller, fethedilecek kaleler, keşfedilecek körfezler vardı halbuki... Bilinmeyen bir ülkenin, hiç tanınmamış bir şehrinin saçma sapan bir çıkmaz sokağı kadar ıssızım şimdi. Sokakta top oynuyor kıvırbaşlı, sarı saçlı çocuklar. Her birinin gözlerinde, gözlerinin muzip gülümsemesi... ve en az seninkiler kadar sevimli elleri... Hızla...
Bir sonbahar akşamında yazmaya başladığım sen.. Yazıldığın mevsime benzemeye başlayan mektuplar.. Şehir uykuda.. O çok sevdiğin deniz karşımda duruyor, Simit attığın martılar uykuda.. Yağmur var İstanbul'da.. Bir yanı sararmış diğer yanı kararmış, Dalından savrulan bir yaprak gibiyim bu aralar.. Yağmura eşlik eden, yanağımdan süzelen deniz; O çok sevdiğin sahilde dalgalara karışıyor.. G...
Sensiz gecelerde seni konuştum..Seni anlattım senin için çarpan yüreğime…Ben anlattım yüreğim dinledi…Özlemimi anlattım. Hayallerimi anlattımBen her gece yokluğunda seni sensiz yaşadım Sensiz sokaklarda seninle gezdim…Gittiğim her yere yüreğimde götürdüm seni…Attığım her adımın yarısı sendin…Nereye gitsem, hangi yöne baksamHer anımda sen hep benimleydin… Sensizliğinle yıllarca avuttum ke...
"...Öyleyse Câvid; Güçlü insanlar, enkâzın altında dahi inzivâya başvurup, kudreti ararlar. Yalnız, güçsüzlerden nemalanarak yaptığın hesap, çarşıya uyar mı? -Elbette.. Hayır! Sadece, suskunları aynı kefeye koyarsın, neticede. Ama susmak her güçsüzün kârı değilse de, konuşmakta her güçlüyü ifade etmez. Şimdi Câvid, her ne olduysada, kazananı, konuşanların esaretine karşı, susanların ces...
Telif Hakkı
© Anıl Kunt @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Boş boş bakma yüzüme yırtarım seni kağıt
Gönlümün sarayında gezinen bir yılan var
Derdest ettim talanı kalemden taştı ağıt
Sanki benim peşimde yazdığımı silen var