Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

Halep tatlısı Suriye Çıkmazı


EVE FARZ OLAN CAMİYE HARAMDIR !

2013'de başlayan bugüne kadar devam eden hem Arap baharı hem de Esad rejimi sonucu ülkemizde resmi 3 milyon, gayri resmi 6 milyon Suriye vatandaşı uluslararası statüye göre mülteci olarak Türkiye'de geçici ikamet etmekteler. Öncelikle başı darda olan hangi millet varsa Türkiye'ye gelmesi ecdadın bize bırakmış olduğu mükemmel bir hediyedir. Ev sahibi olarak bugüne kadar kaç para harcadıysak (Temel ihtiyaç olarak) feda olsun ama beyler bayanlar Eve farz olan Camiye haramdır!

(Suriyeli deyiminde Suriye Türklerini ayrı tutuyorum çünkü onlar Ata'dan vazifeliler orada)

Şimdi gelin bir karşılaştırma yapalım; 

Bir Suriyeli genç Türkiye'de istediği üniversitenin istediği bölümünü sınavsız bir şekilde girip (Kazanmak değil çünkü bir şeyi kazanmak için fedakârlık gerekir.) bir yıl Türkçe dil eğitimi aldıktan sonra eğitim hayatına başlıyorlar daha sonra AB fonu üzerinden yurtdışı akraba Türkler topluluğu ile beraber 1.200 TL burs alıyor.(Türkiye'de asgari ücret 1.300 TL Ve açlık sınırı 1.500 TL)

Şimdi gelelim Anadolu çocuğuna...

Devamını Oku

İstatistik ve Terörle Mücadele

İstatistik ve Terörle Mücadele

​İstatistiğin politik arenaya girişini Pisagor'a kadar götürmek mümkünse de, 60'lı ve 70'lı yılları bu açıdan bir devrim olarak görmek mümkün. Çoğulcu ülkelerde çıkar gruplarının politik arenada bu istatistikler üzerinden mücadelesi daha eskilere dayansa bile, 1960'lı ve 70'lı yıllarda çeşitli sosyo-ekonomik problemler üzerinde kamu politikalarının ekonometrik ölçümü neredeyse "evrensel geçerlilige" sahip bir hale geldi. İstatistiki anlamdaki bu geçerliliğin (validity), yerel farklılıkların ölçümünde nasıl bir geçerliliği oldugu istatistiki olarak değil, ideolojik olarak değerlendirildi. Somut deneyime, sahsi muhakemeye ve kültürel farklılıklara değil, formel tekniklere ve informasyona dayalı bir uzman sınıfının gelişimi de bununla beraber olmuştur. Her ne kadar standart haline gelmiş mekanik bir uygulama ilk başta beğenilse de, bu tarz bir uzmanlığın her zaman adil sonuçlara ulaşması beklenemez. Uzmanlığa özel olarak yapılan atıfların ise bu uzmanlar tarafından hazırlanan raporların meselelerin kamuoyu tarafından tartışılmasının önüne geçmek icin bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Zira kamuoyu uzmanlara bir çesit güven bağı ile bağlı hale gelmiştir. Şeffaflık ve hesap verebilirliği artıracağı düşünülen bu sistem, hesap verilebilirliğin ve şeffaflığın çıkmaz sokağı haline gelmiştir.

Devamını Oku

İYİ BAYRAMLAR

Bayramlarımız güzelliklerin yaşandığı, yaşatıldığı, paylaşıldığı günlerdir. Hergün dizileriyle, tartışma programlarıyla fitne fesat yayan, zehir saçan televizyon kanalları Yeşilçam'ın romantik güldürü filmlerini ve özellikle güldürü filmlerini yayınlarlar bayram günlerinde. Televizyon kanalları, kültürümüzün ağızlarına oturan iğrençliklerinden kendileri bile sıkılıyorlar desem yalan olur...

Devamını Oku

Biz Bitti Demeden Bitmez !

Oğuzam
Türk menem
Bayatlardan Türkmenem
Damarlarındaki asil kan
Aslına çektiğin ırk menem
Yaprağın asılı dallar
Gövdeni taşıyan kök menem
Yolunu gözleyen yar
Aşkınla çarpan yürek menem
Can içre canan bilmişem
Gavim gardaş, nerdesen...


Oğuzam diye başlayan bu ağıt bizim, Türk'ün yüceliğini anlatan destanlarımız kadar, mazlum ağıtlarımız da var ...
Göçümüz bir başka destan, bir başka ağıt ! Türkistan'da Kürşad'ımız, Anadolu'da Osman'ımız, Mustafa Kemâl'imiz bugünler de çok kullandığımız sloganlaşan şu cümleyi manâsını yaşayarak haykırdılar;

" Biz bitti demeden bitmez ! "

Devamını Oku

ÖNCESİ VE SONRASI...

Bilinen bir fıkradır ama bugün aklıma düştü... Temel Adana'da bir Ağa'nın yanında kahya olarak işe başlamış. Temel çalışkan, işini doğru yapıyor. Ağa sevmiş Temeli, kendisi de tam kafa dengi adam, iyi anlaşıyorlar, Ağa-Kahya gibi değil, sanki iki dost gibi. Bir gün Ağa demiş: "Temel, ahırımda ki en güzel arap atları al, en pahalı aynalı gümüşlü faytona'a ger, gel seninle şöyle şehir...

Devamını Oku

KABALAŞTIK, KÜSTÜRÜLDÜK ve DAĞILDIK...

En zor olan insanın kendi kendisi hakkında hüküm vermesi, değerlendirmesi, kendisini karşısına alıp empati yapması.
Kendi kendisini değerlendiremeyen hiç bir birey, ait olduğu yere karşı da aynı duyguları ifade edemez. Onun, karşı konulmaz bir şekilde savunuculuğunu yapmaya devam eder. Görmez, duymaz, ikrar etmez...
Sanırım ''kol kırılır yen içinde kalır'' sözü daha çok bu durumlar için söylenmiş. Oysa %99'u Müslüman olduğu ''iddia'' edilen bu toplumun diline pelesenk olmuş Hz Ali [r.a]'ye ait olduğu bilinen bir cümlemiz daha var, ''haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır''
Ve yine sanıyorum ki ünlü bir şarkıcımızın da söylediği gibi aslında ''bir yanımız her duruma müsait'' ti...

Devamını Oku

Ümit Özdağ’a Açık Mektup


Sayın Özdağ,

Türk Milliyetçiliğinin günümüzdeki yüz akı, pek muhterem hocam!

Türk Milletinin, Kurtuluş Savaşından sonra, son yüzyılda yaşamış olduğu en zor dönemde, üretkenliğiniz, çalışkanlığınız, zekanız ve bilginizle Türk Milletine çok büyük bir güç veriyorsunuz. Sadece terör uzmanlığınız değil, uluslararası ilişkilere hakimiyetiniz, Türk Milliyetçiliği ideolojisine ilişkin birikiminiz ve ülkücü tavrınız, Ülkücü Hareket içerisinde sizi parmakla gösterilen bir noktaya getirmiştir. İlk genel başkanlık adaylığınız sırasında yaşadıklarınıza, şahsınıza yöneltilen en ağır ve aşağılık iftiralara rağmen, en yakınlarınız tarafından eleştirilseniz dahi MHP'nin en zor zamanlarında cesur bir şekilde destek verdiniz. Seçilemeyeceğiniz bir sıraya konduğunuzda küsüp oturmadınız, aksine MHP adına tek başına bir medya kuvveti oldunuz ve Türk Milliyetçiliğini ayakta tuttunuz.

Devamını Oku

HAR VURDUM HARMAN SAVURDUM – 2

Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı geçen günlerde sanatçılara iftar verdi ve dikkatleri Türk kültürünü yaşatan, zenginleştiren sanatçılarına toplamış oldu. Yani buydu muradı, yoksa ne diye toplamış olsun ki o kadar "değer"i? Ne var ki benim gibi marazlar o sanatçılarda Türk kültürünün esamisini göremedi. Türk milliyetçilerinin lideri olduğunu binbir takla ile iddia edenin en sevdiği sa...

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin