Yine mektup yazmışsın ahval nasıl demişsin,
Duvarımıza çivi çakamaz olduk emmi.
Vekilin keyfi gıcır n'eder asıl demişsin,
Kendi çocuğumuza bakamaz olduk emmi.
Dinle anlatayım; nasıldır huyum,
Kumaşı giyerim, keten istemem.
Zor beğensem bile, işte ben buyum,
Pamuklu severim, saten istemem.
Burası köy yeri, burada kışlar
Kar ile boranla geçer Yusuf'um.
Kar erir, ardından ilkbahar başlar
Bitkiler yeşerir, açar Yusuf'um.
Bir ümit diyerek belki bin kere
Soruldu sorulan, iş işten geçti.
İtilip kakılıp sebepsiz yere
Kırıldı kırılan, iş işten geçti.
Emir buyurduğunuz üzere sınır yığınağımız tamam
Hedef zenginliğimiz iştah kabartıcı
Siz yeter ki parmağınızı şaklatın bol yıldızlı bayım
Zira sözünüzü bekleyecek kadar sabrımız kalmadı
Değişmez sandığım bu katı töre
Eğer mi bendeki sureti yere
Dışımdan aldığım bilgiye göre
Yüreğim, benliğim, içim sendedir.
Eti bırak, sebzeye hasret kaldı milletim,
Solup gidiyor yüzü, bet ve beniz çalındı.
Memur, işçi, emekli, gariban, dul ve yetim,
Yutkunamıyor artık yanık geniz çalındı.