Kaç kurtar kendini;
-Bugün dev bir dalga yaklaşmakta olan
-Yarın şiddetli bir fırtına
-Haftaya dağlardan kopan heyelan
-Sonra ki ay şiddetli bir deprem
Kaç kurtar kendini;
-Bugün dev bir dalga yaklaşmakta olan
-Yarın şiddetli bir fırtına
-Haftaya dağlardan kopan heyelan
-Sonra ki ay şiddetli bir deprem
Kum saatinin aşkı;
Sen boş olan ben se dolu
Akardım tane tane doldurmak için seni,
Bir yanın dolarken diğer yanın boşalırdı,
Bir kasım sabahı kayıp gittin dudaklarımdan
Sonbaharı sende bitirdim
Önümde uzun bir kış
Sarılıp yanarken çıranda
Yanıp yanıp
Özlemekte varmış seni;
Her sene nadasa verdik toprağı
Ne varsa bahçede tükendi ATAM.
Solsa da bahçenin dalı, yaprağı
Tarımı kendine yetendi ATAM.
Vıcık vıcık ettiniz devlet ciddiyetini,
Hamur bu kadar suyu götürmüyor efendi.
Daim vatandaş öder sizlerin diyetini,
Hayret! Yine aklını yitirmiyor efendi.
Dünyada olmuyor ölen bu kadar
Yazık bu milletin ne günahı var?
Deprem değil deprem asıl canavar
Suçu artık başka bir yerde ara
Sorumlular hemen çıksın kenara!
Lisansmış, sınavmış hepsi hikâye
Yapılan mülâkat torpile paye
Adalet gelmedi doğduğum köye
Gelseydi şaşardım gelseydi emmi.
Vakitsiz göveren çiçek misali
Yazık körpecikken soldu gençlerim
Delişmen çağında bitmiş mecali
Orta yerde yorgun kaldı gençlerim
Bu toprağın mırıltısı
Bu aşkın çığlıkları
Bu, onların sevgiyi silah gibi kullanışları
Küçükken duydum, bunun gibi gömüldüğüm başka bir gece gibi