Süleyman Baydili'ye...
Kirpiğim öteye çırpmıyor kanat,
Bir anda küçüldü sanki kâinat.
Mazide yaşanan her şeye inat,
Vaktidir bu şehri yakıp gitmenin.
Kirpiğim öteye çırpmıyor kanat,
Bir anda küçüldü sanki kâinat.
Mazide yaşanan her şeye inat,
Vaktidir bu şehri yakıp gitmenin.
Bahar gelir, filiz verir ağaçlar,
Yeşillenir kır tepeler, yamaçlar,
Göçmen kuş yuvaya dönmek amaçlar,
Dönüp yuvasını bulmaz Mihrinaz.
Pancarın sapı var al buyur yersen
Tozunu, küpünü sattı şekerim
Şeker fabrikası bana sorarsan
16 Nisan'da gitti şekerim
Yaşlı gözlerle bir gün beni
Ararsın da, bulamazsın...
Başka elleri, başka teni
Sararsın da, bulamazsın...
© Nazmi Sancar Yıldırım
Kırk yıllık program, kırk yıllık plan,
Türkler'e hançerin saplıyor çaşıt.
Maziyi yıkıyor, atiyi çalan,
Sevinçten dört köşe zıplıyor çaşıt.
Muhtar yaptık viran eyledi köyü
Başka memlekete göçtü kimimiz
Bilemedik önce pis imiş huyu
Yüzünü sonradan seçti kimimiz
Boşlukta süzülen bir tüy kadar hafif,
Dolapta tozlanmış kadeh gibi boşum.
Sana bunları yazacak kadar sensiz,
Ve seni düşleyecek kadar sarhoşum.
Yeni sürüm değil eskisi lazım
Çocukken bildiğim İslam'ı verin
Ankaralı beyler sizedir sözüm
Meftunu olduğum İslam'ı verin