BÜTÜN ANNELER MELEKTİR
Birkaç ay önce bir gün, sınıf kitaplığımızı düzenlerken bir öğrencim;
"Öğretmenim sizin anneniz babanız var mı?" diye sormuştu.
"Yok" diyemedim nedense... Belki küçücük çocuğun benim için üzülmesini istemedim, belki arkasından gelecek sorulara gücüm yetmedi, belki de içgüdüsel:
"Tabi ki var." dedim.
Sonra kendi kendime neden öyle söylediğimi düşündüm ve aslında doğru bir cevap verdiğime karar verdim.
Evet, dünya fani; bir gün gelen bir gün gidiyor, bu kaçınılmaz... Ama bu dünyadan göçtüler diye biz annesiz babasız değiliz ki...Hatıraları ve kalplerimizdeki yerleri baki...
İnsan hangi yaşta olursa olsun, istiyor ki ille de "annem" olsun. Anne her derde deva merhem sanki. Ağlarsın anne, gülersin anne, kızarsın anne... Kolları sıcacık, elleri yumuşacık. Dokunduğu her yeri yeşertiyor.
...
Annemden sonra tam on kış, on bahar geçti. Önce günleri, haftaları sonra ayları saydım. Derken yılları değil de mevsimleri saymaya başladım... Annemin olmadığı mevsimleri.. .Çünkü her mevsimi ayrı güzeldi annemin. Doğa gibi… Dolu dolu hissettirirdi annem her mevsimin güzelliğini bize....
Adıyla müsemmaydı bizim annemiz… Nazlı'ydı… Annesinin babasının nazlı kızıymış; kardeşlerinin nazlı ablası… Babamın Naz Hanımı, bizim nazlı annemizdi…
Harun Dayım, annem için uzun bir şiir yazmış gençliklerinde. Özelliklerini güzelliklerini anlatmış. Tekrar mısralarında da dünyanın bütün büyük nehirlerine benzetmiş annemi. Dayım Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmen...
"Dicle misin, Fırat mısın, Nil misin? …
Seyhun musun, Ceyhun musun Kür müsün?"
Su gibiydi işte bizim annemiz… Torunlarının Gül Pembe' siydi… Güz yağmurlarıyla bir gün göçüp gitti nazlı nazlı… İnanamadık!...
Annenizin sesiyle güne uyandığınız ve o günleri özlemle andığınız nice güzel anneler günü dileğiyle kutlu olsun anneler gününüz.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.