Dünya yaratıldığından beri üzerinde yaşayan insanlar arasında, idealist, çalışkan ve başarılı insanlar olagelmiştir. Ancak bu idealist insanlar arasında da farklılık gösteren, diğer idealistlerden daha yükseğe, yani zirveye çıkanlar olmuştur. Onların bu konuma gelmelerinin sebebi sadece hedeflerinin olması değildir. Başkalarının hedeflediği ve istediği şeyleri yapabilmiş olmalarıdır onla...
Öndipçe: Bu yazı A Yağmur Tunalı Beyefendi'nin anlayışlı samimiyetine güvenilerek kaleme alınmıştır.
18 MAYIS 2013, Ankara Kızılay'da, Aksoy Çarşısı'nın en alt katında Tolga Başkan'ın mekânındayız.
Yani Mefkure Sahaf'ta. Başkan, önceden bildirmiş bizlere. Yağmur Tunalı gelecekmiş, güzel bir sohbet olacakmış ve yeni kitabı Kavga Günleri'ni imzalayacakmış. Başkanın davetine icabet edeceğiz elbette. Peki, kimdi bu Yağmur Tunalı? Seksen öncesinde mücadele etmişlerdenmiş.
Ahmet Yakupoğlu: BİR İNSAN ÇOK İNSAN A.Yağmur Tunalı Ahmet Yakupoğlu, bu güzel vatan toprağında güzelden güzel bir ömür sürdü. 97 yılı, bir fâniye ender nasib olacak bir yaratıcılıkla süsledi. Ressam, minyatürist, neyzen, klâsik sanatlar uzmanı, çok yönlü bir hoca, çevreci, aktivist ve toplum önderiydi. Bu saydıklarımızın her birinde yüksek değer yaratan bir isimdi. Şunu hemen söylemem l...
Dövüş sanatlarının çıkışı ve aidiyeti konusunda yanlış bir tez vardır. Bu yanlış tezlerin başında dünya' da var olan ve bilinen tüm savaş sanatlarının dayandığı yer Çin'dir. Japonlar bugün en bilimsel ve iyi yapanlar olmalarına karşın onlarda bunun Çinlilerden etkilenerek geliştirdiği iddia edilir . Yani bize ve herkese bu böyle anlatılır. Bütün bun yanlış kanaat ve teezlerin gerçeği ve aslı ise bütün bunlardan tamamen farklıdır.
Çin tarihinde Kung-fu savaşçılarının efsaneleri, mistik ve doğaüstü güçleri olduğu öne sürülür. Çinlilerin bu spor dallarında kazandıkları zaferler dile getirilir. Bugün vizyonda ki birçok sinema filmine de bu konu taşınmıştır, ve müthiş görsel şölen halinde seyirciye sunulurlar. Bu Çinli Kung-fu savaşçıları önüne hangi millet'ten kim çıkarsa çıksın,tümü dümdüz edilivermiş, Çinli güdük kahramanlar herkesi yenmiştir. Fakat bu tarihsel belgelerin hiç birinde Türkler ile karşılaşan Kung-fu savaşçılarının kazandığı bir zaferden bahsedilmez.
Tiziano Vecellio'yu tanır mısınız? İtiraf edeyim, biri bana bu soruyu sorsa ben de bilemezdim. Sonra mevzu bahis meşhur ressam Titian olduğunu anladım. Hafızamı bir yokladım ve 23 yıl geride kalan sanat tarihi dersinden hatırladım. Titian 16. yy.'ın en önemli ve meşhur ressamlarındandır. Gerçi o dönem sanat ve sanatçı anlayışı günümüzden çok daha farklıydı. Titian ve meslektaşları yaşark...
Efendim, göğnümüzü göğçe tasvir eden engin insan Neşet Ertaş, bizim Neşet Ağa Hakk'a yörüyeli hayli zaman oldu. Bu zaman zarfında hakkında çok söz ettiler.
Çalışmalar birbirini kovaladı. Kimisi bildi de bildirdi; kimisi de bilmeden bildim dedi, bildirmeye kalktı. Neşet'i bilmeyen Neşet anlattı, boz görmeyen, yoz bilmeyen, sapa samana dokunmayan, kerpiç damda kamış altında yatmayan, şorak suvaklı kara örtü dama sırt yaslamayanlar Neşet'i anlattı.
Biz Bozkır bebeleri, omzunun bi yannı düşük olan gara suratlı uşaklar, güneşin bozu köz ettiği yerde yaşayanlar da ancak Neşet'e üzülüp durduk. Kaybettik dedik. Evel diner idik gene dinedik... Neşet öldü diyemedik; "yoruldu getti" dedik...
Bir kitap okuyup, hakkında yazacaksanız kuraldır; ilk olarak yazar hakkında bilgi verirsiniz. "Servet Somuncuoğlu Kimdir?" sorusunu cevaplamak yerine "Servet Hoca'mız bizim için kimdir?" sorusuna cevap vermeyi yeğlerim. Servet Hoca Türkiye'nin az yetişen, nadir bulunan cevherlerinden biridir. Akademik alana -türlü sebeplerden- çok fazla tesir edememişse de kafasına Türkoloji fikrini &nbs...
Yazının başlığına bakıp aldanmayın çok kültürlülük derken multi kültürden bahsetmiyorum ne kadar çok kültürlü olduğumuzdan bahsedecek ve okunması gereken bazı eserlerin özetini vererek sizi okumaktan kurtaracağım. Kısa bir yazı olmasını ümit ediyorum bir çoğunuz sonuna gelmeden sayfayı kapatmış olacaksınız belki de ama kapatmayın. Son günlerde Tv8 ekranında ...
Avrupada modası geçmekte olup, ülkemizde sıcaklığını koruyan konulardan biri de çokkültürlülüktür. Çokkültürlü sosyal yapılanmalar özellikle sömürge ülkesinden 'anavatana' yerleşmiş yabancılarla, işçi göçü sebebiyle yerleşmiş yabancılara tanık olduktan sonra uygulanmaya başlanmış, liberal ve sol çevrelerde oldukça desteklenmiştir. Kabaca çokkültürlülüğü tarif etmek gerekirse, çokkültürlülük herhangi bir içtimai topluluk içerisinde farklı kültürlerin yanyana yaşatılıp devam ettirilmesi, bunlara devlet eliyle izin verilmesi, bu kültürlerin de oldukça yüzeysel prensiplerle birbirine bağlanarak bir liberal kültür oluşturulmasıdır. Burada ülkedeki mevcut egemen kültürün diğer azınlık kültürlerlerine egemenlik gütmediğini, bunun ancak genel prensipler üzerinde uygulandığının altını çizmek gerekiyor.