Sağda solda yazdıklarımı az çok okuyanlar benim nasıl bir Peyami Safa hayranı olduğumu hatırlayacaklardır. Peyami Safa'ya olan hayranlığım rahmetlinin yazdıklarına olduğu kadar dünyayı algılayış biçimine de duyduğum muhabbetten gelmektedir. Türk edebiyatında birçok psikolojik roman denemesi olmuş lakin kanımca kimse Safa kadar insan ruhunun inceliklerine hâkim olamamıştır. Zira Peyami Safa eserlerinde psikolojik kurguyu bir şeyler yazıyor olmak için enstrüman olarak kullanmamış, bu kurguya insanı anlamaya ve anlatmaya dair en sağlam yöntem olduğu için yer vermiştir. Herkes tarafından sıkça "9. Hariciye Koğuşu" zikredilse de "Biz İnsanlar" ve "Yalnızız" romanlarında âdemoğlunun arzularının temeline dair yapmış olduğu zihin yolculuğu çok daha önemlidir.
Türkiye'de siyaset ne kadar heyecanlı. Bir festival! Hani Hemingway'in Paris için söylediği gibi "portatif bir ziyafet", mideniz sağlamsa.
MHP Çağrı Heyeti'in tertiplediği kongreyi Ankara Valiliği polis marifetiyle engelliyor. Niçin? Kongre meşru değilmiş. Olmasın… Sizin vazifeniz, barış içinde yapılacak toplantılar hakkında, yapılmadan önce meşru, meşru değil diye hüküm verip beğenmediklerinizi polis marifetiyle engellemek midir? Böyle bir göreviniz ve hakkınız mı var? Barış içinde bir toplantı… Hele bir otelde, hele bir mahkeme kararıyla görevlendirilmiş bir heyetin çağrısıyla yapılan bir toplantı… Bırakırsınız yapılır. Size ancak toplantının emniyetini sağlamak düşer. Toplantı meşru ise ne âlâ. Meşru değilse, zaten geçersiz olur. Size ne?
Tabi, böyle bir toplantıyı engellemek İcra Dairesi'nin de Adalet Bakanı'nın da görev alanına girmez ama hürriyeti tahdit edici fiili onlar değil siz yaptınız, onun için önce size sorulur.
Şu üç soruyla başlayalım...
Mücadeleyi, bir demokrasi ve hak arama mücadelesi sanıyordum.
Mücadeleyi, Genel Merkezin kötü yönetimine karşı bir tavır olarak görüyordum.
Mücadeleyi, kurultay toplansın ülkücü irade kimi tercih ederse saygı duyulsun gibi adaylar üstü değerlendiriyordum.
Bu yüzden, koltuk kapma mücadelesi olarak görmediğim süreç içinde muhalif adaylar lehine ve aleyhine bir yazım veya sözüm olmadı.
Ancak bu centilmenliği bozanlara sessiz kalmayacağımı da hemen göstermek isterim.
Bu kurultay şimdi toplanırsa benim lehime netice çıkmaz diyerek çark etmeyi düşünebilirsiniz.
Kurultayda Genel Merkez desteği lehime olsun diyerek o tarafa sıcak mesajlar verebilirsiniz.
Ömrüm boyunca The Cemaate karşı oldum. Bugün biri kalkıp "Sen cemaatçisin" dese The Cemaatçiler kıçıyla güler, o derece yani. Şimdi efendim, adam koltuğuna sıkı sıkı yapışmış bırakmıyor (Efendi efendi bırakıp kenara çekilse AĞABEY muamelesi görecekti. Ama hak verin hele, 4 ay içinde 2 milyon oy kaybetmesine rağmen koltuğuna sıkı sıkı yapışması bir proje adamı olduğunun delillerinden biri...
Benim işim yıllardır anlatmak. Tane tane anlattım kardeşime "Abim" diye başladım söze... Millet soruyor, tabi ki meraklandılar. Meraklanılmayacak gibi değil ki bizim işler - Abi nedir bu sizin MHP'nin kurultay meselesi. Benim işim yıllardır anlatmak. Tane tane anlattım kardeşime "Abim" diye başladım söze - Abim Kurultaya gitmek için 275 imza gerekli, biz 548 imza topladık.&nb...
Kaybettiğinizi bazen zaman geçince anlarsınız...
Siz aslında 1 Kasım'ı doğru değerlendiremediğiniz ve değerlendirilmesine izin vermediğiniz gün kaybettiniz.
Siz aslında kongre için imzalar toplanmaya başladığında, bunu küçümsediğinizde, yeterli sayıyı bulamazlar diye ülkücülerin cesaretini, harekete sahip çıkma anlayışını, şahsiyetli tavrını aşağıladığınızda kaybettiniz.
Siz aslında, sizi seçen delegelerin yarısı önünüze 548 imza koyduğunda, bunu hiçe sayarak kaybettiniz. Siz aslında kanunun ve tüzüğün verdiği hakkı kullanan ülkücülere, mahkemeyi adres gösterdiğiniz gün kaybettiniz.
Vaktinde çok zalım, insanların acısı ve ızdırabı ile eğlenmeyi seven bir kral varmış. Ne zaman canı sıkılsa etrafındakilere en akla gelmez eziyeti yapıp durumları ile dalga geçermiş. Ülkenin geçirdiği en soğuk kışlardan biri esnasında bir gece yine böyle bir can sıkıntısı yaşarken emir vermiş ve sandalını hazırlatmış. Kendisi en kalın en sıcak kürklere bürünmüş, soytarısını donuna kadar ...
Yargıtayın Açıklamasına bakınca;
1 - Açıklamada öne alınma talebi sebebiyle dosyanın incelendiği belirtilmiş. O öne alma talebinin sebebinin, 15 Mayıs'ta toplanacak kurultay olduğu ve tereddütlerin giderilmesi için yapıldığı malum.
2 - Öne alma talebi geldiğinde ya takvim yoğun, acil ele alma imkansız denir, ya da öne alma isteminin gerekçesi olan 15 Mayıs'tan önce karar vererek tereddüt sona erdirilir.
3 - Öne alma kabul edilip, kararın henüz verilmemesinin sebebi ne olabilir? Ön incelemesini yaptık denmiş. İstense; öne alınmış ve ivediliği olan, teferruatlı olmayan bir dosya hakkındaki kararın, incelemesi yapılmışken bir gün içinde verilebileceğini hepimiz biliyoruz.
Telif Hakkı
© Cüneyt Öztürk | tahtapod.com
Suudi Arabistan Şeriat ülkesi
Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır, 90'lı yıllarda Suudi Arabistan'da inşaat sektöründe çalışan bazı Türk Vatandaşlarının üzerlerinde, o ülkede uyuşturucu kanunu dahilinde yasak olan ilaçlarla yakalandıkları için, idamları isteniyordu.