Abbasi Hilafeti Üzerine Bir Değerlendirme

Abbasi İhtilalini incelerken şöyle sonuçlar çıkarabiliriz; 

Otoriter devletler güçlerinde noksanlık gösterince onun yerine en çok mücadele eden değil organize ve bağı güçlü olan topluluk öncesinin yerini alır. Tarih de"Doğa" diye adlandırdığımız iradeye boyun eğer. Tarihi incelediğimizde devlet kurmayı başarabilen topluluklar; amaçlarında en haklı olan topluluklar değil, kendi içinde birbirlerine karşı sadık olan, birlik olma konusunda sıkıntılarını yok etmiş ve içinden lider çıkaran topluluklardır.

Hz. Ali'nin, Hariciler tarafından şehit edilmesi ve oğullarından Hz.Hüseyin'in silah arkadaşları tarafından katledilmesinden sonra Şia diye adlandırdığımız Hz.Ali taraftarları Emevi devletine karşı faaliyet gösteriyorlardı. Ancak Halife Hişam zamanında Hz.Hüseyin'in torunu Zeyd Küfede bir isyana girişti ancak bunun sonucu öldürülüp küllerinin Fırat Irmağına sallanması oldu,ona uyanlara "Zeydi" dendi uymayanlara ise "İmamiye", bu Şia içinde ilk ayrılıktı. Üstelik Şia kendi bağrından bir lider de çıkaramamıştı.

Devamını Oku

BİZ TÜRKLER

Türk Milleti tarihin her çağında hem doğa ile hemde diğer milletlerle büyük mücadeleler vermek zorunda kalmıştır. Türk Milleti doğa ve diğer milletlerle olan savaşında her zaman galip gelmemiştir elbette. Doğa ile kuraklık nedeniyle olan savaşını kaybettiğinde büyük otlakları yok olmuş perişan bir vaziyette anayurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Göç Destanında bunun ipuçlarını bulabili...

Devamını Oku

TÜRKLÜK BİLİNCİ

turklukBilinci

Türkler tarih boyunca din olmasaydı asla asimile edilemezlerdi.

Evet bu konuda çok iddialıyım."Türkler asimile mi olmuş?" Diye soranlar elbette olacaktır.
Diğer milletler gibi Türk Milletide tarih boyunca çeşitli tekâmül evrelerinden geçmiştir.
Türklerin bu evreleri en sert geçirdiği dönemler yeni bir dinle tanıştıkları zamanlar olmuştur.

Ortaasyada Ötügende Mani dinini resmi din olarak kabul eden Uygur Türkleri çıkış noktası İranda bile tutunamayan Mani dinini çeşitli fedakarlıklarıyla 100 yıl ayakta tutmayı başarmışlardır.

Daha sonra Budizmi kabul eden Uygur Türkleri 500 yıl kadarda bu dinin yükünü sırtlarında taşımışlardır.

Devamını Oku

DÖNMEYİ DÜŞÜNMEYENLERİN DESTANI

anakkale

Çanakkale başka destanlara benzemez; Çanakkale, dönmeyi düşünmeyenlerin destanıdır. Meçhul Askerlerin, mezun veremeyen liselerin, üniversitelerin destanıdır Çanakkale. 57. Alayın, Seyit Onbaşı'nın destanıdır. VE ÇANAKKALE MUSTAFA KEMAL'in destanıdır. Sakarya'yı, Dumlupınar'ı Çanakkale'de yazmaya başlamıştır Mustafa Kemal… Anneler, babalar, öğretmenler Çanakkale'ye götürün çocuklarınızı. ...

Devamını Oku

ÇANAKKALE

Kulağa ne kadarda sıradan geliyor ilk duyduğumuzda  değil mi?
Tarihe baktığımız zaman bunun hiçte böyle olmadığını tam tersine tüyleri diken diken edecek kadar bir farklılığa sahip olduğunu görürüz.

Çanakkale tarihin mitolojik dönemlerinden günümüz tarih çağlarına kadar önemini yitirmemiş bir bölgedir.

Biz Türk Milliyetçilerini heyecanlandıran yönü ise bir devre damgasını vurmuş, dünya tarihinin seyrini değiştirmiş "Çanakkale Savaşlarına" mekân olmasıdır. 

Bilindiği üzre 1900'lü yılların başlarında sömürgeci Avrupa sömürecek alan kalmayınca birbirlerinin sömürgelerine göz dikmiş ve tüm dünyayı içten içe kaynayan kapak tutmaz bir düdüklü tencereye çevirmişlerdi.

Devamını Oku

​ÇANNAKKALEMİZ VAR BİZİM

20190317_095822

Dönemin Başbakanı Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır:

Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:

"Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!"

Turgut Özal'ın "Nasıl?" sorusu üzerine şunu anlatmışlardı:

"Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki:

Devamını Oku

Karagöz ve Hacivat Kimdir? ​Ve Karagöz Hacivat Oyununun Tarihçesi

hacivatkaragoz

Gölge oyunlarının tarihi binlerce yıl öncesine dayanır. Tarihi araştırmalara göre ilk gölge oyunları Asya'da Çin, Java, Endonezya'da ortaya çıkmıştır. Türklerin ise gölge oyunlarıyla tanışması Çinliler aracılığıyla olmuştur. Çinlilerden önce Moğollara geçen gölge oyunları, Moğollardan Orta Asya Türklerine geçmiş, Türkler Orta Asyadan Anadolu'ya göç ederken gölge oyunu kültürünü de berabe...

Devamını Oku

İSRAFIN KRALLARI

israfinKralligi

Britanya Kraliyeti Hindistan'ı 1858'de Doğu Hindistan Şirketi'nden (East India Company) devraldı ve 1870 yılında Hindistan Britanya Kraliyetine resmen dahil edildiğinde Hindistan'da 600 civarı beylik varmış. Bunların bazıları Avrupa ülkeleri kadar büyük nüfusa sahipken örneğin en küçükleri olan Vijanoness'in toplam nüfusu 200 civarındaymış.

Sadece en büyük beyliklerin hükümdarları hangi dinin mensubu olduklarına göre krallar kralı, yani maharaja, navab (hindu) veya nizam (müslüman) ünvanına sahipmişler.

Devamını Oku

HİTLER'İ KANDIRAN ADAM

HitlerLuetecke

"Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur."

İsmet İnönü

Bu okuyacağınız gerçek hikaye bir memleketin kurtuluşu üzerine olmadığı gibi, kendini başkaları veya toplumun refahı için feda eden bir kahramanın hikayesi de değil.

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin