Ne güzeldi o günler, coşup eğleniyorduk. "Şimdi Türkiye Vakti" deyip kıraathanesinde bedava kek yeyip bahçelerinde yatıp yuvarlanma hayali kuruyorduk. Milletçe severiz böyle boş beleş işleri… Fakat yaz boyunca alışılmadık şekilde yağan yağmur, dolu vs derken maalesef asıl beklenen yağmur dönemine girdik… Şimdi sağanak vakti... Zamcık zamcık... *** Önce minik bir not: İthal tohum kullanm...
Siyasetin kesmekeşine inat bu yazı. Hayata hangi gözle bakıyoruz hiç düşündünüz mü? Hayat sizin için neyi ifade ediyor? Bir kavganız var mı? Uğrunda ölüm bile güzel diyeceğiniz bir sevdanız veya! Uğrunda her yola çıkabileceğiniz dostlarınız var mı çevrenizde hiç baktınız mı? Önceliğiniz neler mesela? Neler sizin için vazgeçilmez? Hangi değerler ile yarına bir umut taşıyacaksınız? Y...
Bunca ayrı geçen yıldan sonra, yıllarca tek başına dolaştıktan sonra, sokakta iki başına nasıl yürünür onu bile beceremezsiniz aslında. Sizinki evlilik değil telefon diplomasisidir ve telefonda kol kola ya da el ele yürümek zorunda değilsinizdir çünkü. Önce o avucunuzun içi yanar, öyle sigara yanığı falan degil, okkalı bir ateş topu gibidir o sıcaklık. Tutar sıkıca, öyle sıkar öyl...
Kendisini Mehdi zanneden Şizofren Paronoid bir kişilik olarak Adnan Oktar yazdığı kitaplarındaki adıyla Harun Yahya tezzatlarla dolu biri Yahudilik ve Masonluk diye kitap yazıp mason karşıtlığıyla bilinen Oktar sonra Mason olmuştu. İtalyan Mason Locası lideri Gian Franco Pilloni, Adnan Oktar'a...
Öyle olaylar var ki - sinir ucu testi olsun diye mi yapıldı acaba?- diye düşündürtür, sanki yeterince çürüttük mü? Bu toplum dağılacak eprime noktasına ulaştı mı deneyleri gibidir. Tepkisizlik ve iç hesabın yapılmayışı, iyileşmeye yönelik düzenleme ve uygulamanın olmayışı, tekrar ve tekrar eskisinden daha kötüsünü yaşıyor olmak beni ürkütür. Son günlerin birkaç olayına baksak örneğin; Ağ...
Oysa ne güzel şarkılar öğretmişlerdi bize çevreye, doğaya, yeşile ve ağaca dair... Ilgaz Anadolu'nun ne yüce bir dağıydı mesela... Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönmeliydi yurdumuzda oysa... Kestane, gürgen, palamutun altı hep yaprak, üstü alabildiğine buluttu bir zamanlar...Şimdi... Şimdi artık değil... 80 sonrası geçirdiğimiz hızlı kapitalist dönüşüm, tek parti iktida...
İlginç bir kampanya dönemi ve tuhaflıklarla dolu bir seçim yaşadık. İftar sofralarımız, teravih namazlarımız siyaset doldu taştı. Ramazan ramazan olalı böyle bir eziyet görmemiştir desem, sanırım yalan olmaz... Tamam karşı tarafın maneviyatla pek ilgisi olmadığı için yemiştir ama inançlar üzerinden siyaset yapıp kendilerinden başkasını Müslüman görmeyenlerin, ramazan ayı boyunca yu...
Bugün yaşadığımız toplumsal tramvalar için 4 Ocak 2016'da yazmışım. Toplumda herkes bir uğraş içinde. Daha iyi bir evim,daha iyi bir arabam olsun...Daha yüksek bir gelirim olsun diye...Çocuğum daha iyi okullarda okusun,Daha güzel ortamlarda,daha lüks bir hayat yaşayalım diye..Evet bu herkesin EN DOĞAL hakkıBuna kimse bir şey diyemez, ama YETERLİMİ…? Tabiikide DEĞİL.Çok iyi bir evde ...
Her sağ duyulu vatandaşın, özellikle kendileri anne, baba olanların ciğerlerinin yandığını biliyorum. Bu kadar kısa bir sürede evvela zavallı Eylül'ül şimdi de Leyla yavrucağın acı haberi geldi. Ve bu tür vakalar maalesef ne ilkti ve daha da kötüsü, görünen o ki, ne de son olmayacak ülkemizde. Ve olayların vahşet ve vehametine rağmen, idam konusunda, ben yine de uzun yıllardır savunduğum...