Sana minnetimi nasıl anlatsam
Şükür olsun şükür sana Yarabbi
Anlatırken biraz kendime çatsam
Şükür olsun şükür sana Yarabbi
Farketmez burada bebek yahut yaşlı olman
Aklım erdiğinde kaçtım orada elimde kırmızı renkli kama
Şerafeden yükseldikçe sela sesleri
En ücra köşesinde alev çıkar gönlümün
Hülya olmaktan çıkar şehadet mertebesi
İşler gönüllere bir hüzün resmi
Dayanır mı gül yüzlü anacığımın yüreği
İnanır mı Mehmet'inin gözlerine bakamayacağına
Melek yüzlü oğlunun şehit olduğuna...
Üzme hiç kendini Mevla'ya güven
Sular bulanmadan durulmaz gönül
Çileyle sınanır hak ise davan
Cefasız menzile varılmaz gönül
Dün gördüm gazetendeki köşende,
Falları yazmışsın halleri de yaz!
Aşk mı var? Para mı? Derde düşende,
Hep davulu yazma, zilleri de yaz!
Gidenler, gelenlere bıraktı yerlerini,
Anonslar hiç durmadı sesli tren garında,
Simitçiler, çaycılar överken eserini,
Kimileri aç kaldı, süslü tren garında.
I.
Çal Tanburunu Cemil bey, düşümde mevsim yazdır
Bu hem gri hem beyaz, tam rengiyle bir yastır
Dimağım abad oluyor akışın içinde
Eski emellerim bilmem şimdi neden paslıdır ?
Göçenler cem oldu benim acımda
Öldükçe çoğalır azımız bizim
Merdanlar boy verir dar ağacında
Urganda gövermek yazımız bizim
Telif Hakkı
© Okan Kilit @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Saçındaki tokası parıldıyor taç gibi,
Tebessümü, busesi her derde ilaç gibi,
Eda'ları pek mahzun, mutluluğa aç gibi,
Vareste ufukları tarıyor bakışları…