ve ben her gece
evimin en fakir odasında
adı sanı unutulmuş şairler ile buluşuyorum
saltanata aldırmayan
mazluma saldırmayan şairler
kırık dökük mısraları toparlıyoruz
ve ben her gece
evimin en fakir odasında
adı sanı unutulmuş şairler ile buluşuyorum
saltanata aldırmayan
mazluma saldırmayan şairler
kırık dökük mısraları toparlıyoruz
Dinleyin ey ahali, Erdoğan benim adım
Halim bugün çok yaman kalmadı tuzum tadım
Evvelde "Hocam" derdim, dostluk değilmiş kadim
Taşıdığım odunla yandırıldım efendim
Vallahi ben masumum kandırıldım efendim
biz yedi kardeşiz aslında
harlı duraklarında göçebeliğimiz
son sözümüzü sen söyle şeydâ
takılır tuzuna aşına kardeşim
göğsüne zamanın
birdenbire kesilmiş aklına dünyanın
şiiryakan çiçeğidir gecede
yüz kuşak ötesine daldı gözlerim
anadan üryan bir deryada buldum düşlerimi
yıkandıkça zamanın ardına göçtü
ölüme hasret şiirlerim
kalem kırdım kelimelere
urganda can verdi ağıt içre sözlerim
Hu desin dervişler mürşit ağlasın
Nefes verir öze Pirim Sultanım
Aşığın deyişi yürek dağlasın
Mızrap vurur saza Pirim Sultanım
Yalan mı söyleyin valla baydılar
Demokrasi bize uğramaz gardaş
Yüzlerce imzayı hiçe saydılar
Demokrasi bize uğramaz gardaş
beni hatırlamasan da olur
toprak kokusu mutluluk vermiyor insana
ölümü hatırlatıyor çoğu zaman
her yenilgiden sonra, yeniden doğuşa bilenirken yüreğimiz
Gülümsüyordun
olabildiğine içten ve samimi
sanki bir köşede
kutlu vatan düşlerine dalan
Anadolu köylüsü gibi